Previous Page  42 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 42 / 405 Next Page
Page Background

41

TBB Dergisi 2017 (131)

Murat GÜVEN

ma bir girişin fakat birçok çıkışın izin verilmesi, ebedi kanunun takdir ettiği

en iyi şeydir. İşkencenin ortasından çıkacak ve sıkıntıları silkip atacakken,

insanın ya da hastalığın zulmüne dayanmak zorunda mıyım?”

bir yerde

de:

“ Eğer yaşlılık aklımı sarsmaya başlarsa, eğer melekelerimi tek tek harap

ederse, bana yaşam değil de nefes bırakırsa, çürük veya yıkılmak üzere olan bi-

nayı terk ederim. Eğer iyileşme ümidim olmadan acı çekmek zorunda olduğu-

mu bilirsem, acının kendisinin yol açtığı korkudan değil, uğruna yaşadığım

her şeyden mahrum ettiği için giderim.”

16

Diyerek konuyu felsefi açıdan

tartışmıştır. Seneca’nın, Neron’un kendisini ihanetle suçlayıp idama

mahkûm edeceğini bildiği için, bileklerini keserek intihar ettiğini de

düşünürsek; söylediklerinde ne denli derin hisler beslediğini düşüne-

biliriz. Zaten burada önemli olan kimin ne dediğinden öte, ötanaziye

olan bakışın ne zamandan beri intihardan ayrılmış olduğu ve hangi

süreçlerden geçtiği meselesidir.

Ötanazinin tarihsel sürecinde dikkat çeken başka bir olgu da öta-

naziyi genel olarak uygulayacak olan doktorların ötanaziye karşı pek

de sıcak yanaşmamış olmalarıdır. Tabi bunu doktorluk mesleğinin fel-

sefesine aykırı geldiği için anlayabiliriz. Üstelik yaklaşık 2500 yıl önce

yazılmış tıp tarihinin babası olarak bilinen Hipokrat’ın bugün dahi

doktorların mezuniyetlerinde tekrar ettikleri yemininde de,

“Benden

talep edilse bile, hiç kimseye ne öldürücü ilaç vereceğim ne de öldürücü bir et-

kiye neden olacak bir şey tavsiye edeceğim.”

17

deyişi, doktorluk mesleğinde

etik açıdan nasıl bir kaide yaratıldığını görebiliriz.

Ötanazinin hukuki durumuna tarihsel açıdan bakacak olursak,

her dönem farklı anlayışların mevcut olduğunu görebiliriz. Örneğin

Babil’de ve Asurlularda iyileşemeyeceği kesin olan bir hastaya he-

kim müdahalesi yasaklanmıştır. Yani ölmesine izin verilmiştir.

18

Eski

Roma’da ise, hastanın acılarına son vermek için de olsa, hekimin onu

öldürmesi, “kasten adam öldürme suçu” sayılmıştır. Yahudilerde, şi-

fası olmayan hastalık sahiplerine çabuk ölmeleri için “frankincese”

(günlük) verilmiştir.

19

Eski Yunan’da, Atina’da ölmek isteyenler sena-

16

Sibel İnceoğlu, S.25

17

Ludwig Edelstein, The Hippocratic Oath, USA, 1967 (Aktaran: Sibel İnceoğlu,

1999:170)

18

Köksal Bayraktar, Hekimin Tedavi Nedeniyle Cezai Sorumluluğu, İstanbul, 1972

19

Jale Bafra, Ötanazi, Yayımlanmamış Adli Tıp Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1990

(Aktaran Hamdi Kalyoncu 2011:81)