Previous Page  30 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 30 / 685 Next Page
Page Background

29

TBB Dergisi 2017 (133)

A. Ersoy KONTACI

le iki önemli toplumsal hareketlilik yaşamış; buna rağmen demokrasi

hedefinden uzaklaşmamış ve demokratik değerlere dayanan siyasî re-

jimini –tüm kesinti ve çatışmalara rağmen– sürdürmeyi başarmıştır.

1. Demokrasiye Geçiş Süreci ve Parlamenter Sistemden

Kopuş: Akayev Dönemi

Kırgızistan 1991 yılında bağımsızlığını kazandığında, yönetimde

yerel Komünist Parti hiyerarşisine hâkim bir kadro bulunmaktaydı.

Ülkenin ilk cumhurbaşkanı Akayev, 1990 yılının Ekim ayında “Kır-

gızistan Yüksek Sovyeti” olarak adlandırılan parlamentoda yer alan

birbirlerine rakip grupların, Moskova’nın da arabuluculuğu ile uzlaş-

maları sonucunda iktidara getirilmiş bir isimdi. Gerçekten de, 1990 yı-

lının Haziran ayında ülkenin güneyinde Özbekler ve Kırgızlar arasın-

da yaşanan etnik çatışmalarda yüzlerce insan ölmüş; dönemin Kırgız

Komünist Partisi Birinci Sekreteri Absamat Masalıyev’in istifası üze-

rine, Kırgızistan Bilimler Akademisi’nin başkanlığını yürüten Askar

Akayev, parlamento tarafından devlet başkanlığına seçilmişti. Böylece

Ülke, bağımsızlığını ilân ettiği 31 Ağustos 1991 tarihine parlamenter

sistemi andıran bir anayasal mimari ile adım atmış oldu.

Bununla birlikte, bağımsızlık ilânının hemen ardından “eski re-

jimin” parlamentosu tarafından seçilerek göreve getirilmiş olmayı

siyaseten yeterli bulmayan Akayev, konumunu halkoylamasıyla da

meşrulaştırma yoluna gitti. Böylece Akayev, tek aday olarak girdiği

cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların %96’sını alarak, sahip olduğu

statüyü yasallaştırmış ve konumunu sağlama almış oldu. Bununla

birlikte anılan seçim, demokrasiye geçiş sürecinde parlamenter sis-

tem odaklı bir mimariyi benimseyen Kırgızistan’ın, aradan geçen kısa

zaman zarfında bu tercihinden uzaklaşmaya başlamış olduğunun da

ipuçlarını veriyordu. Başka bir ifadeyle, Başkan Akayev’in konumunu

sağlamlaştırmak adına başvurduğu “halk tarafından seçilme” formü-

lü, kalıcı hale dönüşmesi halinde Kırgızistan’ın hükümet sistemini de

kalıcı olarak değiştirecek bir yapılanmaya işaret ediyordu.

Kırgızistan’ın parlamenter sistemden uzaklaşarak cumhurbaşkanı

özelinde daha yürütme odaklı bir sistem tasarımına geçebileceği yönün-

deki bu işaretler, bağımsızlık sonrası başlayan yeni anayasa yapım sü-

recinde de önemli bir tartışma konusuydu. Bu bağlamda anılan görüş-