Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

147 TBB Dergisi 2022 (160) Aynur AYDIN / Y. Özhan TÜRKER konaklama içeren tesis yapılması amacıyla kiralama veya tahsis yapılamaz, izin verilemez” denmiştir. Böylece milli parklarda bulunan konaklama tesisleri turizm amaçlı olarak yatırımcılara tahsis edilebilecektir. Bunun yanında konaklama tesisi yapılması için alan tahsisi de söz konusu olabilecektir. Her ne kadar kanunun ifadesi biraz muğlak kalsa da bu tahsisleri yapmaya Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Bunun dışında Orman Genel Müdürlüğü vb. kurumların bu alanlarda tahsiste bulunma yetkisi bulunmamaktadır. Ormanlık alanları etkileyen bir diğer madde, Turizm Teşvik Kanunu’nun Ek-5. maddesinde değişiklik yapan 16. maddedir. Eskiden kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezleri içinde konaklamaya uygun tesislerin turizm amacıyla tahsisine izin verilirken, bu maddeyle artık bu alanların içinde olmasa dahi denize kıyısı olan yerlerde yine bu amaçla tahsise izin verileceği belirtilmiştir. Ayrıca bina tahsisinin yanında, çadır, lüks çadır ve karavan parkları için de alanların yine aynı yerlerde tahsis edilebileceği belirtilmiştir. Burada aslında kullanım amacı değişmemekte yalnızca ilgili bakanlık değişmekte yetki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na geçmektedir. 6. Sonuç 7334 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler yine aslında bir nevi geriye dönüştür. Ormanlık alanların turizm amaçlı tahsisini 1987’de yapılan değişiklikle neredeyse aynı yöndedir. Cumhurbaşkanlığı tarafından ilan edilmiş olan turizm merkezlerinde veya bu alanların dışındaki denize kıyısı olan yerlerde turizm faaliyetleri için tahsisin önü açılmıştır. Gerçi maddeler dikkatli incelendiğinde yapılan değişiklik doğrudan sonucu değiştirmemektedir. Çünkü eğer turizme elverişli bir orman alanı varsa, bu zaten turizmmerkezi tanımı gereği Cumhurbaşkanı tarafından turizme tahsis edilebilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin gerek 2002, gerekse 2007 yılında vermiş olduğu kararlarda, orman alanlarının hangi amaçlarla tahsis edilebileceği vurgulanmıştır. Bunları vurgularken de ormanların sürekli tehdit altında olduğunun ve korunmasının özel öneme sahip olduğunun da altını çizmiştir. Elbette devlet ormanlarının da turizme tahsisi zorunluğu ortaya çıkabilir. Ancak Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında bu zorunluluğun hangi hallerde var kabul edileceğinin altının doldu-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1