Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

159 TBB Dergisi 2022 (160) Özgür BİYAN / Güneş YILMAZ muğlak hükümlerden uzak olmalıdır. Diğer bir ifadeyle bu ilke, bireylerin ve vatandaşların hukuk kurallarını önceden bilmesine ve böylece eylem ve işlemlerini belirlenen bu hukuk kuralları çerçevesinde güvenle yapmalarına fırsat vermektedir. Yasal düzenlemelerin bireylerin ve idarenin yapmış olduğu işlemleri aksatmayacak ve duraksatmayacak biçimde açık, anlaşılır ve uygulanabilir biçimde olması belirlilik ilkesinin vazgeçilmez kuralıdır.15 Vergilemede belirlilik ilkesi, idarenin keyfiliğini ortadan kaldırmakta ve mükellefin kanunlara daha çok hâkim olması, yaptığı işlemlerin nedeni ile ortaya çıkacak sonucu önceden bilmesi açısından önem arz etmektedir. Belirlilik ilkesi çerçevesinde vergilendirme yetkisi hukukî kurallara dayanmalı, verginin temel unsurları kanunla düzenlenerek, idarenin keyfî davranışlarından uzak olunmalıdır.16 Böylece mükellefler, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını yasadan belirli bir kesinlik içinde bilebilir ve mükellef ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını ayarlayabilir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi de kararlarında vergilemede belirlilik ilkesini, “vergi yükümlülüğünün hem kişiler hem de idare yönünden belirli ve kesin olmasını, kanun metinlerinin, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak şekilde düzenlenmesini gerektirir. Buna göre matrah, tarh ve tahsil zamanı ve yöntemi, verginin tarh ve tahsiline yetkili idare ile muafiyet ve istisna hükümleri gibi vergi ve benzeri diğer kamu alacaklarının esaslı unsurlarına ilişkin düzenlemeler makul bir düzeyde öngörülebilir nitelikte olmalıdır.” şeklinde açıklayarak belirliliğin muhteviyatı konusunda net açıklamalarda bulunmuştur.17 15 Gülden ŞİŞMAN, “Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları Çerçevesinde Vergi Hukukunda Öngörülebilirlik”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 65, Sayı:4, 2016, s.2429. 16 Gerçek ve Diğerleri, s.91. 17 AYM, E.2019/53, K.2019/75, 19/9/2019; AYME.2014/72, K.2014/141, 11/9/2014; AYM, E.2020/15, K.2020/78, 24/12/2020, R.G.25/04/2021-31468. “Anayasa Mahkemesi birçok kararında belirlilik ilkesinin yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade ettiğini, yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir olma gibi niteliklere ilişkin gereklilikleri karşılaması şartıyla mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirliliğin sağlanabileceğini, asıl olanın muhtemel muhataplarının mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür sonuçlar doğurabileceğini öngörmelerini mümkün kılacak bir normun varlığı olduğunu vurgulamıştır.” (AYM, E.2017/21,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1