Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

174 Fatura Düzenleme Süresi ile İlgili Hazine ve Maliye Bakanlığı’na Verilen Yetkinin Anayasal ... eklenen bu cümlenin “maddi hukuki eşitlik” ilkesi açısından denetlenmesinde “hangi farklılaştırma veya hangi sınıflandırma türlerinin eşitlik ilkesine aykırı düşeceği hususuna” ilişkin sorununun cevabı, eşitlik ilkesine uygunluk/ ilkesini ihlal bakımından sonuca ulaşmamızı sağlayacaktır. Burada da karşımıza ilk ölçüt olarak, yapılan ya da getirilen sınıflandırmanın “anlaşılabilir, gerçek ve somut bir farka” dayandırılıp dayandırılmadığı hususu çıkmaktadır. Bu açıdan baktığımızda tüm mükellefler için getirilen genel usul kuralı (genellik ilkesine uygun olarak), yasa koyucu eklenen “mal veya hizmet türü, miktarı, fiyatı, tutarı, satışın yapılma şekli, faaliyet konusu, sektör veya mükellefiyet türünü da Başaran), “Vergi Adaletinin Anayasal Temelleri”, XIII. Türkiye Maliye Sempozyumu: Anayasal Mali Düzen, 14-16 Mayıs 1998, https://maliyesempozyumu. sakarya.edu.tr/sites/maliyesempozyumu/file/1372373051-13-turkiye-maliyesempozyumu-pdf.pdf, s.9, (Erişim: 05.05.2021); Ayrıca Çağan, Vergilendirme Yetkisi, s.149; Leyla Ateş, Vergilendirmede Eşitlik, Derin Yayınları, İstanbul, 2006, s.7-8.). Hal böyleyken genel olarak vergilendirmede “eşitlik ilkesine aykırılık ya da uygunluk” konusunda tespit ve değerlendirmenin, “mali güç” kriteri kullanılarak yapıldığı görülmektedir. Ancak mali güç kriteri, vergilendirmede eşitlik ilkesinin ancak “maddi hukuki eşitlik” kısmını karşılamaktadır. Maddi hukuki eşitlik ise, kişilere mutlak değil, nispi olarak eşit davranılmasını gerektirmektedir ve vergilendirme esnasında ya da sürecinde “fiili eşitsizliklerin” göz önünde bulundurulmasını gerekli kılar (Çağan, Vergilendirme Yetkisi, s.148) ki, vergi adaleti sağlanabilsin. Diğer taraftan vergilendirmede eşitlik ilkesinin diğer bir kısmını da “şekli hukuki eşitlik” ilkesi oluşturmaktadır (Ayrıntılar için bkz. Çağan, Vergilendirme Yetkisi, s.148; Leyla Ateş, s.88-89; Mualla Öncel ve Diğerleri, Vergi Hukuku, s.40-41; Oytun Canyaş ve İ. Erdem Seçilmiş, “Anayasa Mahkemesinin Mali Güç İlkesine Yaklaşımına İktisadi Bakış”, Afyon Kocatepe Üniversitesi, İİBF Dergisi (C.XV, S I, 2013), s.277. Ayrıca bkz. Anayasa Mahkemesi Kararı, E. 2013/23, K.2013/123, T.31.10.2013, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/03/20140315-17. pdf.) ki, bu alt ilke, yasaların genel ve soyut nitelikli olmasını ifade eder ve Anayasası’nın 10. maddesinin 4. fıkrasında ifade edilen ve hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağını belirten hüküm şekli hukuki eşitliği vurgulamaktadır (Oytun Canyaş ve İ. Erdem Seçilmiş, s.275.). Diğer bir ifadeyle, söz konusu bu ilke, vergi kanunu önünde şeklen eşit olan kişilerin, fiili ve maddi durumlarındaki farklılıklarını da göz önüne alarak vergilendirilmesi anlamına gelmektedir (Nami Çağan, Vergilendirme Yetkisi, s.148.). Kısaca ifade etmek gerekirse şekli hukuki eşitlik, kanunların genel ve soyut nitelik taşımasına ve kapsadığı herkese eşit olarak uygulanmasına dayanırken; maddi hukuki eşitlik, şekli eşitliğin ötesinde, aynı durumda bulunanlar için haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde, yetkilerde ve sorumluluklarda, fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranma zorunluluğunu içermektedir (Ozan Ergül, Anayasa Hukukunda Yorum ve Norm Somutlaşması, Türkiye Barolar Birliği Yayınları:236, Ankara, 29-30 Eylül 2012, http://tbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/468. pdf, s.236. Anayasa Mahkemesi Kararı, E. 2017/124, K. 2018/9, https://www. anayasa.gov.tr/Kararlar/GenelKurul/Basvuru_Karari/2018-9.pdf).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1