Türkiye Barolar Birliği Dergisi 160.Sayı

82 Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7188 Sayılı ... 5271 sayılı CMK’nın 288. maddesinin “‘temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır’”, aynı Kanun’un 294. maddesinin “temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir” ve aynı Kanun’un 301. maddesinin “Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar” şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında temyiz istemlerinin gerekçeli olması asıldır. Ancak, bu düzenlemeleri kendisine profesyonel hukuki yardım almayan ve hukuk mevzuatına hâkim olmayan bireyler hakkında uygulamak adil olmayan sonuçlar doğurabilir. Her ne kadar kanunu bilmemek mazeret sayılmaz ise de bireylerin hak arama hürriyetini kısıtlayabilecek sonuçlar doğurması muhtemeldir. Bu itibarla, bireyleri hak arama yolları hakkında yeterince bilgi sahibi yapmadan bu kuralı işletmek onarılmaz hak ihlallerine yol açabilir. Nasıl ki CMK’nın 264. maddesi gereği, kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmadığı kabul edilerek, bir hakkın kullanılması garanti altına alınmak istenmiş ise, aynı şekilde CMK’nın 232/6 maddesi gereği hüküm fıkrasında kanun yollarına başvurma hakkı olup olmadığının gösterilmek zorunda olması ve CMK’nın 295 maddeleri dikkate alınarak; tefhimle kararı öğrenenlere sözlü olarak ve zapta geçirilerek, tebliğ ile kararı alanlara meşruhatlı davetiye ile hak ihlallerinin önüne geçilebilir. Bu itibarla, bu aşamada Cumhuriyet savcılarının ve avukatların temyiz istemlerinde bunu aramak daha adil olabileceği gibi hak ihlallerini minimize etmesine ve yargının hızlanmasına da katkısı olacaktır. Hukuk eğitimi almamış ya da alamamış bireylerin adalete erişimleri engellenmemiş olacaktır. 2- Hukuk Devleti İlkesi Yönünden “Yönetilenlere hukuk güvenliğini sağlayan devlet düzeni”9, “bir devletin kuruluş veya işleyişinin hukuk kurallarına bağlı olması”10 9 Şeref Gözübüyük, Anayasa Hukuku, 19. Bası, Turhan Kitapevi, Ankara, 2013, s.167. 10 Hasan Tahsin Fendoğlu, Anayasa Hukuku, Yetkin Basımevi, Ankara, 2015, s.483.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1