Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

166 Depremden Kaynaklanan Manevi Zararlardan İdarenin Sorumluluğu Manevi tazminat belirlenirken davacının ekonomik ve sosyal durumunun dikkate alınmasına getirilen bir diğer eleştiri ise tazminat miktarının sosyal konum, şöhret ve itibarıyla orantılı olarak artmasının sosyal devlet ilkesine aykırılık teşkil ettiği ve “seçkinci” bir tutum olduğu şeklindedir.102 Gerçekten de davacının öznel koşullarından daha çok hukuka aykırılığın ve bu aykırılığın neden olduğu mağduriyetin ağırlığının esas alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kanaatindeyiz. Bu kapsamda idarenin işlem ya da eylemindeki ağır hukuka aykırılıklar ya da tekrarlayan hukuka aykırılıklar nedeniyle ortaya çıkan zararlar bakımından belirlenecek manevi tazminat miktarında idare için yaptırım niteliğinin ön plana çıkarılması gerekmektedir. Deprem bakımından yıkımın ve kayıpların büyüklüğü ile özellikle 1999 depremi sonrasında idarenin etkili bir şekilde depreme hazırlık kapsamında önlem almadığı göz önünde tutularak manevi tazminatın yaptırım niteliğinin ön plana çıkarılması gerektiğini söyleyebiliriz.103 Ancak uygulamada manevi tazminatın zenginleşme aracı olmayacağı yaklaşımı ön planda tutularak104 ya da tazmin aracı değil tatmin aracı olarak ele alınması105 nedeniyle düşük miktarlara hükmedilmektedir. Manevi tazminat miktarının düşük tutulması temyiz aşmasında bozma sebebi sayılmaktadır. Nitekim kapatılan AYİM tarafından verilen kararlara karşı yapılan temyiz incelemesinde Danıştay manevi tazminat miktarını düşük bulduğu için bozma kararları vermiştir. Danıştay olayın gerçekleşme şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının, uğranılan za102 Rona Serozan, “Tazminat Hukukunda Yeni Eğilimler”, Sorumluluk Hukukunda Yeni Gelişmeler III. Sempozyumu, Ankara 12-13 Mayıs 1979, Fakülteler Matbaası, İstanbul, 1980, s. 176. 103 1999 depreminin hemen sonrasında kaleme alınan çalışmada Meksika örneği üzerinden depremin neredeyse hiçbir zarara neden olmadan atlatılabileceği temennileri Türkiye için dile getirilmiştir. Kutlu, s.16. Ancak 6 Şubat 2023 depremi göstermektedir ki idare bu konudaki yükümlülüklerini yerine getir(e)memiştir. 1999 depremi sonrasında mahkemeye yansıyan uyuşmazlıklar bakımından manevi tazminatın da caydırıcı işlevini yerine getirmediğini söyleyebiliriz. 104 Yıldırım, İdari Yargı, s.810. 105 Gözler, s.1309-1310, AYİM ve Danıştay tarafından hükmedilen düşük tazminat miktarlarına ilişkin kararlar da yer almaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1