Türkiye Barolar Birliği Dergisi 167.Sayı

60 Sosyal Medya Düzenlemesi İçin Bir Türkiye Denemesi tirdiğimiz kıstaslarla yorumlarsak ilk olarak bakacağımız şey kaynağı olacaktır. Her ne kadar kaynağı Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi raporu gibi gözükse de olmayan bir verinin kaynak teşkil edebileceğini söyleyemeyiz. Çünkü buradaki kaynak rapor değil raporun içindeki veridir. Dolayısıyla haber yapılan olgu rapor değil veridir. Bu veri ise Türkiye’nin yangınlara müdahalede hızlı olduğudur. Veri yoksa kaynak ta yoktur ve kaynağı olmayan bir haber mevcuttur. İlk geçerlilik sebebimiz olan kaynağı olmayan haber ölçütümüz sağlanmıştır. İkinci olarak doğrulanmamış bir haber vardır. Hâlihazırda olmayan bir bilgiyi doğrulayamayız. Doğru veya yanlış diyebilmemiz için ortada doğru veya yanlış bir bilgi olmalıdır. Üçüncü kıstasımız ise yalan haberin genellikle ve kasten uydurulmuş olmasıdır. Uydurma haberler ya gerçek haberleri maskeler ya da olmayan bir şeyi varmış gibi gösterirler. Bu haber ise Türkiye’nin yangınlara nasıl müdahalede bulunduğunu değil, hızlı ve başarılı bir şekilde müdahale ettiğini haberleştiriyor. Aslında bir habercinin yapması gereken objektif olarak nasıl müdahale edildiğini haber yapmak iken, bu haberin yerine olmayan, uydurma bir haberi kasten koyarak mevcut durumu maskelediğini söyleyebiliriz. Nihayet son kıstasımız olan güvenilir ve gerçek habermiş gibi sunulmaya gelirsek mevcut haber güvenilir bir rapora dayandırıldığı için insanlarda güven duygusu ve gerçekmiş hissi uyandırmaktadır. Yalan haber için belirlediğimiz beş ölçütü de sağladığımıza göre bu haberi yalan haber olarak nitelendirebiliriz. Bu haberin ülke menfaatleri için böyle sunulduğunu savunanlar olabilir. Fakat bu savunucular şunu unutmamalıdır ki bunun tam tersine yani ülke menfaatlerinin aksine hareket edenlere hukuk dışılığı teşvik etmiş olacaklardır. Zira hangi platformda olursa olsun bir habercinin yapması gereken objektif, tarafsız, doğru ve dürüst haber olmalıdır. Yalan haber ve dezenformasyonu örneklerle ölçütlendirdikten sonra etkilerinin ne denli yıkıcı olduğuyla ilgili örneklerle devam edersek meselenin önemi daha iyi algılanacaktır. Daha önce ölçütler üzerinde çalışıldığı için bu kısımda tek tek ölçütler üzerinde durmak yerine yıkıcı etkileri üzerinde durulacak ve sonuçları irdelenecektir. Facebook, Instagram, Twitter, WhatsApp gibi sosyal medya uygulamalarının bilgi kirliliğine aracılık ettiğine; daha da kötüsü yalan haber ve dezenformasyona alet olarak zararlı olabileceği üzerinde durulmuştu. Facebook ve Twitter gibi uygulamalarda insanlar kendi görüş ve inançlarına

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1