Background Image
Previous Page  14 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 14 / 521 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2011 (96)

Güney DİNÇ

13

Bizimhocamız derdi ki

“ben hâkimlere verilen takdir hakkından çok

korkarım.”

Hâkim hukuk kaynağı değil ki, uygulayıcı. Bir adamı

tutuklayacak isen bunun yasal dayanakları olacak. Hukuki yo-

rumu olacak. Genel gerekçelerle tutuklama kararının verileme-

mesi gerekir.

Osmanlı’da kadılar vardı. Tanzimat’tan önce, örneğin İzmir

kadısı hem idari yönden yetkiliydi hem de yargı yetkisine sa-

hipti. Narh koyuyordu mesela. Bugün de kira bedelinin tespiti

aynı şey değil mi? Bir tür kadılık. Bunlar idari tasarruflar oldu-

ğuna göre yargı idarenin yerine geçiyor. Ya da karar verirken,

sözleşmede benim yerime geçiyor.

Oysa Borçlar Kanununa göre hâkim sözleşmenin esasına

dokunamayacaktır. Kira tespitinde hâkim,

“hayır o kadar verme­

yeceksin, bu kadar vereceksin”

diyor, belli şablonlara göre karar

veriliyor. Bu yetki nereden geliyor peki? Ben bunu hukuki ba-

kımdan çok zayıf görüyorum.

Hâkimlik kolay bir iş olmadığı gibi, memuriyet de değil. Yargı

bağımsızlığı denile denile bugüne gelindi. Haftada üç gün du-

ruşma yapılıyor. Önceden dosya okunmuyor. Dava uzuyor. Bir

dava zamanaşımına uğramışsa, bence sorumluluğu vazifesini

yapmadığı için mahkemeye vereceksin. İş çokluğu bunun ba-

hanesi olamaz. Bizim zamanımızda da iş çoktu, şimdi de iş çok.

Bence istinaf mahkemelerini de acilen hayata geçirmek gerekir.

Kürsü arkasına

“adalet mülkün temelidir”

diye yazarsan, önündeki

hüküm veren kişi kendini devletin koruyucusu diye düşünür.

Devlete bu açıdan bakar: böyle bir formasyon göstermesi gerek-

tiğini düşünür. Fikren bağımlı olmaktan kurtulması güçtür. Baş-

ka ülkelerde böyle bir esas yoktur. Bizde de devlet adına değil,

Millet adına karar verildiğinin bilincinde olmak gerekir. Eskiden

Hazine ile gayrimenkul davaları çok fazlaydı. Kararlar genelde

Hazine lehine çıkardı. Bugün ülkemizdeki arazilerin yarısının

Hazine üzerinde olmasının nedenlerinden biri budur.

Bir dava on yılda bitirilemiyorsa, bu nasıl iş? Hâkimler, avukat-

lar bir devlet hizmetini yerine getiren kişiler değildir.. Adalet