Background Image
Previous Page  15 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 15 / 521 Next Page
Page Background

Güle Güle Cengiz İlhan

14

dağıtılması bahse konudur. Bu meslekte hiyerarşi yoktur; elli

yıllık hâkimle bir yıllık hâkimin oyu aynı değerdedir. Avukatlar

için de durum aynıdır. Bu meslek özveri ister; bütün aksaklıkları

sisteme yüklemek sorumluluktan kaçmaktır.

İşinin erbabı olan bir hukukçu önündeki dosya bin sayfa da olsa

nereye bakacağını bilir, sorunu çözer. Her zaman söylüyorum:

Aynı hukuk kuralıyla zulüm de yaratırsın mutluluk da. Bu da

birikiminize, görüşünüze, kültürünüze bağlıdır.

Avukatlık

Genel kültürü, edebi derinliği, birikimi olmayan insan iyi avukat

olamaz. Ben bazen dinliyorum bir avukatı, daha konuşurken

vurguları yanlış yapıyor. Hiçbirimiz vurgu dersi almadık; sa-

nırım zamanla, birikimle olan bir şey bu.

60’lı -70’li yaşlarda olanlar bilir, eskiden büyüklerimizin hepsi-

nin bir edebi derinliği vardı. Sınav sisteminin de bunda etkisi

var. Bizim zamanımızda sözlü sınav bile vardı. Ben bütün staj-

yerlerime anlatırım. Benim fakülteye başladığım 1946 yılında

İstanbul Hukuk Fakültesi’ne 2.000 kişi kayıt yaptırdı. Dört yıl

sonra mezun olanlarımızın sayısı aralarında benim de bulun­

duğum 50 kişiydi. Konunun ciddiyetini anlatmak için başka

söze gerek yok..

Türkiye’de lise öğretimi çöktü. Oysa bir çok şey liselerde kazanı­

lır. Lise eğitimi güçlü olunca, gerisi gelir. O dönemde zaten li-

seye girme hakkını kazanmak da büyük olaydı. Ortaokuldan

sonra eleme imtihanı vardı. Her öğrenciye iki hak tanınırdı.

Haziran’da ve Eylül’de. üç ders vardı; birinden kalınca, diğerle-

rinden de kalmış sayılırdınız. Başka imtihana da giremezdiniz.

İki hakta geçememişseniz bir daha liseye kabul edilemezdiniz.

Lisede de sıkı bir sistem söz konusu idi. Önce sözlü imtihan,

sonra olgunluk.. Olgunluk sınavında başarılı olamazsanız