Background Image
Previous Page  18 / 529 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 18 / 529 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (98)

Kemal GÖZLER / Gürsel KAPLAN

17

yerine oy kullanamaz. Bakan yardımcısı bakana vekâlet edemez; çün-

kü Anayasamıza göre “açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan

bir bakana (bakan yardımcısı değil),

diğer bir bakan

geçici olarak vekil-

lik eder” (m.112/2).

Bakan yardımcısının istisnaî memur statüsünde olması haliyle,

bunların bakanlık hiyerarşine dâhil olmasına bir engel teşkil etmez.

Çünkü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 61’nci maddesin-

de,

“60 ıncı madde gereğince istisnai memurluklara atananlar hakkında bu Ka�

nunun atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan

bütün hükümleri uygulanır”

denilmektedir. Bu düzenlemeden açıkça an-

laşılacağı üzere, istisnai memuriyete atananlar da kural olarak 657 sayı-

lı Devlet Memurları Kanunu’na tabidir. Bunların söz konusu Kanun’a

tabi olmamaları ise

atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi

konusundaki hükümlerle sınırlıdır. Daha açık bir ifadeyle istisnailik,

dışarıdan atama yapabilmede ve Kanunda öngörülen ilerleme sistemi-

nin dışına çıkılarak daha yüksek derecelerden maaş verilebilmesinde-

dir ki, bakan yardımcılarının bu nitelikte memuriyetten sayılmalarının

temel sebebi de esasen budur. Dolayısıyla, bu düzenlemelere göre, ba-

kan yardımcıları da 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi birer

memurdurlar. O halde, bakanlık hiyerarşisine dâhildirler.

Bakan yardımcılarının 2451 sayılı Kanun’a göre

müşterek kararname

ile atanmalarının öngörülmüş olması da, danışmandan ziyade idare

hukuku anlamında kamu görevlisi yahut memur sayılmaları gerekti-

ğine ilişkin önemli bir göstergedir. Zira anılan Kanun’a göre yapılan

atamalar arasında

danışman

şeklinde bir görevlendirme yoktur ve bu-

güne kadar uygulaması da olmamıştır. Tersinden söyleyecek olursak,

bu Kanun’a göre yapılan atamalar -birçoğu istisnai memuriyete ilişkin

olsa da- ancak ve yalnızca asli ve sürekli bir kamusal görevi yürüt-

mek ve gerçekleştirmek üzere yapılmaktadır. Dolayısıyla, eğer bakan

yardımcısı alelade bir tür danışmandan ibaret olsaydı atanması ve gö-

revden alınması için de

müşterek kararname

ye gerek olmazdı; bütün

bunların doğrudan ve yalnızca ilgili bakanın kendi tasarrufuyla ger-

çekleştirilmesi gerekirdi. Nitekim hukukumuzda

“danışman”

larla ilgili

genel eğilim de bu yöndedir

12

.

12

12. Örneğin bkz.: 10 Temmuz 2004 tarih ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Hak-