

11
Kurulu üyelik görevini üstlendi. Mesleğinin son yıllarında da yazıha-
nesini kapatıp Akhisar Orman İşletmesinin avukatlığını yaptı ve 2002
de oradan emekli oldu.
Yalçın Milli Gördes’te ve Akhisar’da birçok defalar, yıllarca CHP
ilçe başkanlığı görevlerinde bulundu. Yine Manisa’da CHP Milletveki-
li ve Cumhuriyet Senatosu adayı olarak seçimlere girdi.
Doğumu: 1937. Babası: Bir hukukçu, Ağır Ceza Mahkemesi Başka-
nı Cemil Milli, Annesi: Aliye Milli.
Ve Son: Yalçın Milli’yi 28 Eylül 2013 tarihinde kaybettik…
Kimliğe ilişkin bu kısa bilgilerden sonra asıl Yalçın Milli’ye gelir-
sek:
Bir çocuk masumiyeti ve saflığı ile yine bir çocuk yaramazlığı, afa-
canlığı, hınzırlığını birlikte, aynı anda özünde birleştiren bir zekâ ve
kişilik… Bunun yanında ve bunlarla birlikte tam bir centilmen, herke-
sin saygı duyduğu bir özyapı… Çocukların, büyüklerin, gençlerin, ka-
dınların, erkeklerin, herkesin, herkesin sevgilisi… Herkesin, herkesin,
yerine göre kardeşi, ağabeyi, amcası, arkadaşı, yoldaşı, can dostu…
Engin bir genel kültür, müthiş bir mizah, herkese karşı fedakâr, az bu-
lunur bir hoşgörü; kısaca bir bilge… İşte Yalçın Milli…
Bu nasıl bir zekâ, nasıl bir hoşgörü, nasıl bir kişilik yapısı ki o
çok geniş, çok katmanlı, çok zengin çevresine rağmen, gerek iş, ge-
rek özel yaşamında Yalçın Milli yaşamı boyunca hiç kimseyi kırma-
dı. Her zaman, her yerde aranan kişiydi. Sohbetine doyum olmazdı.
İçinde bulunduğu topluma çok şeyler katardı. Aynı zamanda iyi bir
aile babasıydı. Eşi Olcay Milli ile çok iyi arkadaştılar. Aralarındaki bu
arkadaşlık, bu yoğun iletişim hiç kopmadı, hiç eksilmedi. En sıkıntılı
zamanlarında bile evlatları (kızı Ödül, damadı Eşref Hacılar) ile de hep
o iyi aile babalığını sürdürmesini bildi.
Yalçın’dan çok şeyler öğrendik. 45 yılı aşan çok köklü bir dost-
luğumuz ve arkadaşlığımız var. Ben onu, onun sohbetlerini çok çok
arayacağım. Eksikliğini hep duyacağım. Sanıyorum, biliyorum ki onu
yakından tanıyanlar da eksikliğini hep duyacaklar, onu hep arayacak-
lar. Onun anılarıyla yaşayıp onu anılarında yaşatacaklar.
“Bâki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş…”