

başkan’dan
Değerli Meslektaşlarım;
696 Sayılı OHAL KHK’sı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi bir kez
daha Anayasaya aykırı olarak işlevsiz kılınmıştır. Milli irade bir kez
daha yok sayılmıştır.
135 kanun maddesini kalıcı olarak değiştiren bu KHK’nın bir tek
hükmü bile OHAL ile ilgili değildir. Bundan daha vahimi şudur: Bu
KHK, insanların yaşam hakkını tehlikeye atmıştır.
Çünkü;
15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin devamı niteliğindeki ey-
lemlerin bastırılması için sivillerin silah dahil güç kullanmasını, ceza
ve tazminat sorumluluğundan muaf tutmaktadır.
Soruyoruz: Darbe teşebbüsünün devamı niteliğindeki eylemler ne
demektir? Kim, neye göre bunu tespit edecektir?
Bir kez daha soruyoruz: Türk Ceza Kanunu’ndaki mevcut düzen-
lemelerin ötesinde mutlak sorumsuzluk getiren bu düzenlemeyle ne
amaçlanmaktadır?
Örneğin; işinden atılan, kıdem tazminatı dahi alamayan veya
ürün taban fiyatını az bulan, kadınlara yönelik haksız bir uygulamayı
yanlış gören bir grup vatandaş, demokratik protesto haklarını kullan-
maya kalkarsa ve bu kişilerin üzerine birileri saldırırsa ne olacaktır?
“15 Temmuz’un devamını istiyorlardı, bunun için öldürdük, bu-
nun için evlerini bastık ve yaktık” derlerse ne yapılacaktır?
Son Anayasa değişikliği referandumunda “hayır” diyenlerin dahi
bazılarınca terörist ilan edildiği unutulmamalıdır.
Toplumsal kaosun ve şiddetin fitilini yakmak kolay, söndürmesi
çok zordur.