Background Image
Previous Page  11 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 11 / 341 Next Page
Page Background

Başkan’dan

10

hem kanun koyucu hem yargı organı yerine geçmesi, hukuk devletinin

bütün kurum ve kurallarıyla işlediği bir devlette rastlanması mümkün

olmayan bir durumdur. Bu Genel Müdürlük aynı yaklaşımla, bundan

böyle, kanunların anayasaya aykırı olup olmadığını da denetleyecek

midir? Fonksiyon gaspı teşkil eden hukuka aykırı bu işleme karşı iptal

davası açılmıştır.

Danıştay’da meslektaşlarımızın dosya sorgulamalarına getirilen

idari kısıtlamaların ve ön büro uygulamasındaki bir kısım hususların

mesleğimizi gereği gibi yapmamızı engellediğini, dolayısıyla yurttaş-

ları mağdur ettiğini ve kanuna aykırı olduğunu dile getirmek istiyo-

rum. Bu sorunların dialog yoluyla çözüleceğini ümit ediyoruz.

Barolar ve Türkiye Barolar Birliği, meslek odaları değildir; dev-

letin üç erkinden biri olan yargı erkinin içinde kurucu unsur olan

avukatların örgütlü gücüdür. Bu sebeple, baroların ve Türkiye Ba-

rolar Birliği’nin, Avukatlık Kanunu’nun 76. ve 110. maddelerinden

kaynaklanan, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve

korumak görevi vardır. Bu görevin layıkıyla yerine getirilmesi, tüm

toplumun menfaatinedir. Maalesef Danıştay’ın son dönem kararların-

da, baroların ve Türkiye Barolar Birliği’nin kanunun anılan madde-

lerinden kaynaklanan dava açma yetkisi sınırlanmaya başlanmıştır.

Bu, avukatlık mesleğinin ve baroların tarihsel gelişimini, hukukun

üstünlüğünün ve demokrasinin sağlanmasındaki vazgeçilmez rolünü

görmezden gelmek, yurttaşı ve özellikle yurttaşların çevre hakkını sa-

vunmasız bırakmaktır.

Kamu görevlilerinin atama ve nakillerine ilişkin işlemlere karşı

açılan davalarda idarenin savunması alınmadan yürütmeyi durdur-

ma kararı verilemeyeceğine dair İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun

27. maddesinde yapılan değişiklik ile atama ve nakil işleminin iptali

halinde kamu görevlisinin eski kadrosuna başka birinin atanması du-

rumunda o kadroya atanamayacağına dair aynı Kanun’un 28. madde-

sinde yapılan değişiklik birlikte değerlendirildiğinde, atama ve nakil

işlemlerinde etkin idari yargı denetiminin kalmadığı görülmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu tarafından son

şekli verilen idari yargıda belirleyici olan İdari Dava Daireleri Kurulu

ve Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun yeniden yapılandırıldığı Danıştay

Kanunu Tasarısı’nda, ihale, kamulaştırma, özelleştirme, kıyıların ko-