Background Image
Previous Page  9 / 341 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 9 / 341 Next Page
Page Background

Başkan’dan

8

Hukuk devletinin tanımlayıcı unsuru olan hukuki güvenlik ilkesi,

etkin bir idari yargı denetimi olmaksızın hayata geçirilemez. Hukukun

üstünlüğüne inanan, insan onurunun korunmasını gözeten, şeklen de-

ğil, özde adalet dağıtmayı esas alan bağımsız ve tarafsız bir yargı, de-

mokrasinin ve hukuk devletinin asli unsurudur. Böyle bir yargı, her-

keste saygı uyandırır, hukuka uygun davranan herkese güven aşılar.

Unutmayalım ki adaletin tecelli ettiği mahkemeler, hepimizin son

sığınağıdır, umut kapılarımızdır. Bu kapıların kapanması, ihtiyaç ha-

linde kolay kolay açılmaması ya da çok geç açılması, hukuk güvenliğini

derinden sarsar. Başka bir deyişle, yargının adil davranmadığının yay-

gın kanaat haline gelmesi, yurttaşların mahkemelerde haklarını alama-

yacaklarını düşünmeye, suçsuz olsalar bile mahkûm edileceklerinden

korkmaya başlamaları durumunda, mülk yani ülke temelsiz kalır. Si-

yasetin girdiği mahkemeden adalet kaçar. Adaletsiz demokrasi olmaz.

Demokrasilerde siyasi partiler, iktidara, yargı tarafından denetlenmeyi

peşinen kabul ederek talip olurlar. Elbette bu denetim siyasi değil, hu-

kuki bir denetim olmalıdır. Şu halde yargının bağımsızlığı, tarafsızlığı,

etkinliği, güvenilirliği, her insan için ekmek kadar, su kadar, hava ka-

dar yaşamsal önemdedir. Türkiye’de görevini sorumluluk duygusuyla,

fedakârca yerine getirerek adalet dağıtmaya çabalayan binlerce avukat,

hâkim ve savcı vardır. Kuşkusuz insanın söz konusu olduğu her yerde

insandan kaynaklanan sorunlar da olur. Bu sorunların hiçbiri çözüm-

süz değildir. Yapılması gereken, yargıya, yargı dışı her türlü müdaha-

leyi önleyen, güvenilir bir sistemin kurulmasıdır. Bu görev hepimizin-

dir. Çözümler kavga ederek değil, konuşarak bulunur.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Bugün avukatlık mesleğinin sorunlarını çözecek, böylece yetmiş

altı milyon insanımızın teorik anlamda sahip oldukları hakları kulla-

nabilmelerini sağlamak suretiyle “birey olma mücadelesi”ni başarıya

ulaştıracak bir Avukatlık Kanunu’na acilen ihtiyacımız vardır. Böyle

bir kanun, ancak Türkiye Barolar Birliği ve baroların öncülüğünde

hazırlanabilir. Biz, bu amaçla, Türkiye’nin tüm bölgelerinden katılım

sağlayarak, bir çalışma komisyonu kurduk ve taslağımızı hazırladık.

Bütün barolarımızdan gelecek görüşler doğrultusunda son şeklini ve-

receğiz. Aynı dönemde, Adalet Bakanlığı çatısı altında ayrı bir komis-