Background Image
Previous Page  416 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 416 / 421 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (118)

Atilla PINAR

415

Osmanlıcada ve bugünkü Türkçemizde kullanılan benzer kelime

veya kalıplar;

“Yol yordam bilmek”, “Usul erkân gözetmek”, “Âdâba, edebe ria-

yet etmek”, vs. deyim, tabir veya kavramlardır.

Bundandır ki Mecelle bugünün Etik denilen kavramının tam kar-

şısına “Âdâbı” koymuştur.

Etik kelimesinin sadece töre anlamına geldiği ve âdâb kelimesinin

ise usul, yol, yordam, terbiye, davranış kaideleri gibi son derece kap-

sayıcı anlamı dikkate alınırsa Türk Yargısında ve Türk Yargı literatü-

ründe etik yerine âdâb kavramının kullanılmasının çok daha isabetli

olacağı düşünülmektedir. “Türk Yargısında Âdâb” kavramı işlenmeli,

geliştirilmeli ve teşvik edilmelidir.

Daha evvelden de arz olunduğu üzere 1869 tarihli Mecelle-i

Ahkâm-ı Adliye’nin “Hüküm ve hâkimlikten” bahseden 16. kitabının

1. babının 1, 2, 3 ve 4. fasıllarında hâkimin vasıfları, âdâbı, vazifesi ve

yargılama şekilleri düzenlenmiştir.

Mecelle’nin “Hâkimin Âdâbı” başlıklı 2. Faslındaki maddeler ta-

mamen buna dairdir.

Bakıldığında;

Madde 1795 – Hâkim; mahkeme meclisinde alışveriş veya şakalaş-

ma gibi meclisin azametini giderecek (gölgeleyecek) fiil ve hareketler-

den sakınmalıdır.

Madde 1796 – Hâkim; taraflardan hiçbirinin hediyesini kabul et-

mez.

Madde 1797 – Hâkim; birbirini mahkemeye veren taraflardan hiç-

birinin ziyafetine gitmez.

Madde 1798 – Hâkim; mahkeme esnasında taraflardan yalnız birini

hanesine kabul veya hüküm sırasında biriyle yalnız kalmak veya taraf-

lardan birine el, göz veya baş ile işaret eylemek veya taraflardan birine

gizli lakırdı veya diğerinin bilmediği lisanla söz söylemek gibi töhmet

ve su-i zanna sebep olabilecek hal ve harekette bulunmamalıdır.

Madde 1799 – Hâkim; hasım taraflar arasında adaletle hükmetme-

ye memurdur.

Bundan dolayı; taraflardan biri her ne kadar şerefli kimselerden

ve diğeri halktan biri olsa bile yargılama sırasında

tarafları oturtmak ve