Background Image
Previous Page  418 / 421 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 418 / 421 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (118)

Atilla PINAR

417

den kaçınmamamız ve samimi şekilde bunu yapmamız gerekir diye

düşünülmektedir.

Bazı ortamlarda ise eleştiri veya tenkit esasen hakkındaki yargıla-

manın seyrini tahmin eden ve bundan hoşlanmayan taraftan da gele-

bilir. Belki de bundan amaç doğru, dürüst ve tarafsız hâkimi bir pole-

miğin içine çekmek, onunla tartışarak, soğukkanlılığını / metanetini

/ kendine hâkimiyetini sarsmak ve bu yolla en önemli vasıflarını yani

sırasıyla önce tarafsızlığını, ardından da doğruluğunu gölgelemek ve

böylece davadan çekilmesini hedeflemek olabilir. Pek tabiidir ki ba-

siretli bir hâkim bu manevrayı öngörmeli ve kendisine yükleneni ve

bekleneni yerine getirmelidir. O da sabırla ve sükunetle davranmak,

itidalini kaybetmemek ve aynen Mecelle’de vurgulandığı gibi; hakîm,

fehim, mekin, metin, müstakim, emin sıfatlarının hakkını vermektir.

En hafif veya en ağır bir tenkit karşısında öfkelenen veya kızan veya

kinlenen bir hâkim artık hâkim değildir. Zira en önemli vasfını yani

kendine hâkimiyetini kaybetmiştir. Şu halde eleştiriye açık ve metin

olmak basit bir beklenti veya erdem değil bizzat hâkime yüklenmiş

bir sorumluluktur.

Hâkim yargılama prosedürünün ev sahibi /idarecisi olarak, en

azından duruşmadaki tansiyonu yükseltmemekle, varolan stresi ar-

tırmamakla /yoğunlaştırmamakla, tam aksine mutedil ve sakin bir

ortam ve mekânda süreci ikmal ettirip, karar vermekle görevlidir.

Bu husus herhangi bir metinde yazılı olmayabilir. Ancak her halde

hâkimin bizzat gerdiği /hâkimin tavırlarıyla gerilen veya provoke

edilen bir duruşmanın veya yargılamanın da artık yargılama olmaya-

cağı, en azından adil bir yargılama olmayacağı bilinmek gerekir.

Evvelden arz edildiği gibi; duruşma salonunda gerçeğin özgürce

ifade edilebilmesi ve adaletin tecelli edebilmesi için gerekli ideal orta-

mı sağlamak hâkim için bir görevdir /hâkimin görevidir.

15) BİLGİYE SONSUZ AÇLIK/BİLİME KARŞI AŞK/SEVDA/

TUTKU DERECESİNDE MERAK

Daha evvelden Mecelle’nin “HÂKİMİN VASIFLARI” başlıklı 1.

Faslında bulunan 1792. Maddede; “Hâkim; hakîm, fehîm, müstakîm,

emîn, mekîn ve metîn olmalıdır.”

Denilmiş idi.