Background Image
Previous Page  602 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 602 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Cengiz OTACI

601

Tabii hukuk açısından ise geçerlilik, olan ile olması gereken ara-

sındaki uyumlulukta aranır. Olması gereken, ideal, ahlak, din gibi de-

ğerlerle ilgilidir. Olan, bu değerlere uygun ise kural geçerli, aksi halde

geçersizdir. Hukukun geçerliliğinin, ahlak, adalet, refah, ortak iyilik,

hak ve özgürlükler, sosyal dayanışma gibi değer yargılarına dayalı hu-

kuk dışı kaynaklarda aranması, değer yargılarının objektif olmadığı

gerekçesi ile eleştirilmiştir. Örneğin bir normun, adalet içeriğinden

yoksun olması gerekçesi ile geçersiz sayılması durumunda hangi ada-

let içeriğinden yoksunluk sorusu yanında adalet içeriğinden yoksun-

luğa kimin karar vereceğinin belirlenmesi de önem kazanmaktadır.

68

Kanunun meşruiyeti sorunu, teorik olarak tartışıldığında, herkesi

tatmin edecek cevaplar üretilmesi mümkün olmayan, içinden çıkıla-

maz bir durum gibi görünmektedir. Hukuki pozitivizmin tabii hukuk

karşısındaki en önemli avantajı, belirli ve somut normlar sistemine

sahip olması ve hukuk düzeninin bu normlara göre işlemesidir. Elle

tutulan, gözle görülen bir somutluğa karşı, varlığı bilinen ancak içe-

riğinde anlaşılamayan değerlerin yarışında somutluk, bir adım önde

görünmektedir.

Hukuki pozitivizmin, kanunların rasyonel, eşitlikçi, soyut, adalet

içerikli olacağı varsayımının, Hitler ve Pol Pot örneğinde görüldüğü

gibi her zaman doğru olamayacağı açıktır. Bu nedenle hukuk ve felse-

fenin işbirliği yaparak, kanunun meşruluğunu, buna bağlı olarak da

vatandaşın uymama, hâkimin ise uygulamamak suretiyle direnme

hakkını formüle etmesi gerekir. Demokratik bir düzende yönetimsel

meşruluk, yönetime talip olanların davranışlarını belirlemede nasıl

önemli bir işlev üstlenmiş ise kanunun meşruluğu da yönetenin yapa-

cağı kanunların asgari içeriğini belirlemede aynı işlevi üstlenecektir.

Kanunun meşruluğunu temellendirmede ne kadar eleştirilirse eleşti-

rilsin, tabii hukukun rolü diğerlerine göre belirleyici olacaktır. Tabii

hukuk, içerik belirleme işlevine sahip değil ise de, sahip olduğu de-

ğişmez değerler dizisi yardımı ile içeriğin hukukiliğini, meşruiyetini

dolayısıyla geçerliliğini tartabilir.

Meşruiyet kavramı, değerlendirmeye esas olan kurum veya kura-

lın üstünde, kurum ve kural olmadan oluşmuş, ahlak, insan hakları,

68

Gözler, s. 56-63