Previous Page  28 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (125)

Mehmet ALKAN

27

Yönetmeliğin 24’üncü maddesine göre moleküler genetik inceleme ve

fiziki kimliğin tespitine yönelik işlemler dışındaki hâkim veya mahke-

me kararlarına itiraz mümkün kılınmıştır.

Netice olarak; Komite, devletin güvenliğine ilişkin alanda

kişisel

verilerin toplanması ve işlenmesine

ilişkin ilke kararında alınan ted-

bir ve kısıtlamaların makul karşılanması için üç şart ortaya koymuş-

tur. Bunlar, bu yetkilerin kullanılması ile ilgili sınırlamaların mevzu-

atta düzenlenmiş olması, kişisel verilerin toplanması işleminin amaçla

orantılı olması ve bu işlemlerin bağımsız bir dış makamın denetimine

tâbi olması şeklinde belirlemiştir. Belirtilen şartlar altında mevzuata

bakıldığında konunun 2559 ve 5271 sayılı Kanunlar ile Beden Mua-

yenesi Yönetmeliğinde düzenlenerek

birinci şartın karşılandığı;

bu

düzenlemelerin amacının

bir suça ilişkin iz, eser, emare ve delillerin

elde edilmesi ve ceza yargılamasının nihai amacı olan şüpheden ari

maddî gerçeğin ortaya çıkartılması amacına yönelik olarak

orantı şar-

tını da sağladığı

ancak tasarıda kurulması öngörülen Kişisel Verileri

Koruma Kurulu üye ve başkanının Bakanlar Kurulunca seçilmesinin

öngörülmüş olmasının

kurulun bağımsızlığına

olumsuz etki yapaca-

ğı yanında Anayasa’da yer alan hükme rağmen bu konunun özel bir

kanunla düzenlenmemiş olması eksiklik olarak ortaya çıkmaktadır.

d. Yakalama ve Gözaltı:

Terör eylemi şüphelisi bir kişi yalnızca

hakkında makul bir şüphe varsa yakalanabilir. Kişiye yakalanma

sebepleri bildirilmelidir. Terör eylemleri sebebiyle yakalanan veya

alıkonulan kişi derhal hâkim önüne çıkartılmalıdır. Gözaltı makul

bir süre olmalıdır ve süresi kanunla tespit edilmelidir. Terör eylemi

sebebiyle yakalanan veya alıkonulan kişi, yakalanması ya da gö-

zaltında tutulmasının hukuka uygunluğuna mahkeme önünde itiraz

edebilmelidir.

CMK’ya göre arama için makul şüphe gerekli olup,

makul şüphe

kavramı

Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin 6’ncı maddesinde;

“Hayatın akışına göre somut olaylar karşısında genellikle duyulan

şüphe”

şeklinde tanımlanarak makul şüphenin; aramanın yapılacağı

yer, zaman, arama yapılacak kişi veya onunla birlikte olanların dav-

ranışları, kolluk memurunun bulmayı umduğu eşyanın niteliği gibi

ölçütlere başvurularak tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

17

17

Madde 116: “Yakalanabileceği veya suç delillerinin elde edilebileceği hususunda