Previous Page  527 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 527 / 545 Next Page
Page Background

526

Yargı Kararları, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kararları ve İlgili Mevzuat Perspektifinde ...

Bir eylemin psikolojik taciz olarak kabul edilebilmesi için, bir iş-

çinin hedef alınarak gerçekleştirilmesi, belli bir süreye yayılması ve

bu durumun sistematik bir hal alması gerekir. Belirtilen şartların ger-

çekleşip gerçekleşmediğinin, her somut olayda ayrı ayrı değerlendiril-

mesi gerekir. Psikolojik tacizin nedenleri farklılık göstermesine karşın

amaç, çoğu kez işçinin işyerinden ayrılmasını sağlamaktır.

Çalışanların maruz kaldıkları psikolojik taciz, hizmet sözleşme-

sinin taraflara yükledikleri borçlar ve ödevler kapsamında değerlen-

dirilmiştir. Buna göre, psikolojik taciz eylemi, işverenin işçiyi koruma

(gözetme) ve eşit davranma borçlarına aykırılık oluşturmaktadır. Bu-

nun yanında, psikolojik taciz aynı zamanda, işçinin kişilik haklarına

da müdahale niteliği taşıması dolayısıyla, buna ilişkin hukuki yolların

da kullanılması gündeme gelebilir.

6098 sayılı yeni Borçlar Kanunu’nda “İşçinin Kişiliğinin Korunma-

sı” başlıklı 417 ve devamı maddelerine yer verilmiştir. Bu maddenin

getirdiği yenilik, psikolojik taciz terimine açıkça yer vermiş olması ve

işçinin kişiliğinin korunmasını yoruma yer vermeyecek biçimde özel

olarak düzenlemesidir. Buna göre; “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin

kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkeleri-

ne uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel

tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla

zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.

İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerek-

li her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak;

işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme

uymakla yükümlüdür.

İşverenin yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykı-

rı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün zedelenme-

si veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye

aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir”

Somut olaya gelince; 56 yaşında evli bir kadın olan davacının, 14

yıl aralıksız olarak davalı bankanın İstanbul işyerinde avukat olarak

çalışmasının ardından Adana iline atamasının yapılarak, akabinde

Kahramanmaraş, Gaziantep ve Mardin illerinde kısa sürelerle 9 ay

boyunca ve 30 kez yer değiştirmek suretiyle görevlendirildiği dosya

kapsamından anlaşılmaktadır.