Previous Page  532 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 532 / 545 Next Page
Page Background

531

TBB Dergisi 2017 (128)

Murat ALTUN / Ahmet SAYER / Abdulkadir BARUTÇU

idari yargı mercilerince yapılmakta ve hizmet kusurunun bulunma-

sı durumunda idarenin sorumluluğuna karar verilmektedir (Söyler,

2010: 563).

Bir kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında kişilere verilen zarar,

kamu görevlisinin görevinde kullandığı yetkilerden ve resmi sıfatın-

dan ayrılamıyor, aksine bunlarla sıkı sıkıya ilgili ve bağlantılı biçimde

doğuyor ise, personel bakımından “görev kusuru” olarak tanımlanan

bu kusurun, idare yönünden nesnel nitelik taşıyan “hizmet kusuru”

kapsamında idare hukuku esaslarına tabi olduğu, gerek öğretide ge-

rekse yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır. Kamu

görevlisinin görev ve yetkilerini kullandığı sırada doğan zararın gi-

derilmesi istemiyle, görev kusurunu kapsayan hizmet kusuru esasına

dayanılarak, idari yargıda ve ancak idare aleyhine dava açılabilecek;

yargı yerince tazminle yükümlü tutulması halinde idare, ilgili yasa

kurallarının gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, sorumlu perso-

neline rücu edebilecektir.

11

Kamu görevlisinin kişisel kusurundan söz edilebilmek için göre-

vi içerisinde kusurlu bir davranışının olması gerekir. Ayrıca bu ku-

surlu davranış, kamu görevlisinin yaptığı görevden ayrılabilmelidir.

Doktrinde ve mahkeme kararlarında genel olarak, kamu görevlisinin

yargı kararlarını uygulamaması, kamu görevlisinin yetkisini kulla-

nırken, kişilere karşı siyasal, kişisel veya başka nedenlerle kin, garaz,

husumet ve benzeri duyguların etkisi altında zarar verici bir şekilde

davranması, suç oluşturan davranışları

12

veya ağır kusur gerektiren

fiiller işlemesi durumlarında kişisel kusurlu olduğu kabul edilmekte-

dir. Borçlar Kanunu çerçevesinde kamu görevlisinin görev içerisinde

kişisel kusurunun kabul edilmesi, beraberinde kusurlu bulunan kamu

görevlisinin neden olduğu zarardan dolayı doğrudan sorumlu tutul-

11

Uyuşmazlık Mahkemesi, 5.6.2006 gün, E: 2006/26, K: 2006/75 sayılı kararı,

7.10.2006 tarihli Resmi Gazete.

12

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 16.06.2003 gün, E:2003/31, K:2003/37 sayılı kararın-

da, kamu görevlisinin görev ve yetkilerinden, resmi sıfatından ayrılabilen; baş-

ka bir anlatımla, suç biçimine dönüşerek idari olma niteliğini yitiren eylem ve

işlemlerinin, Anayasanın 129. maddesinin dışında kaldığı, dolayısıyla doğrudan

doğruya kamu görevlisine karşı şahsi kusuruna dayanılarak adli yargı yerinde

tazminat davası açılabilme olanağının bulunduğu belirtilmiştir. Olayda, şahsi ku-

suruna dayanılarak doğrudan doğruya kamu görevlisi aleyhine açılan tazminat

davasının, özel hukuk hükümleri çer

çevesinde görüm ve çözümünde adli yargı yerinin

görevli olduğu açıktır.” ifadelerin

e yer verilmiştir (Turhan, 2013: 113).