Background Image
Previous Page  519 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 519 / 521 Next Page
Page Background

Kitaplar, Dergiler

518

Gülriz Uygur John Rawls’un

“reflektif dengeleme”

kavramından

yola çıkarak ve insan hakları-hukuk-etik bağlantısı üzerinde durarak,

hukuku insan hakları temelinde kurmanın önemine dikkati çekiyor. •

Uluslararası ilişkiler bağlamındaki deneyimleriyle de öne çıkan

yazarlar olarak Numan Hazar, Ömür Orhun ve siyasetle bağlantılı ola-

rak Ertuğrul Yalçınbayır sırasıyla, konunun ayrıntılarına, hem güncel

olanı, yaşananları hem de tarihsel olanı dikkate alarak yer veriyorlar.

Ayırımcılığa vurgu yapan Ö. Orhun

“(...) ayrımcı uygulamaların özellikle

genç nesillerin dışlanmasına ve kendilerini dışlamalarına yol açarak, özsaygı

ve sosyal entegrasyon açısından belirgin olumsuz sonuçlar doğurabileceğine”

(s. 225) dikkati çekmektedir. Gerçekten de bu saptamalar, dünyanın

farklı kesimlerinde hatta sözde gelişmiş bölgelerinde bile sürekli ola-

rak yaşanan olaylarla, ne yazık ki kanıtlanmaktadır. E. Yalçınbayır, İn-

sani Gelişme Endeksi’ni de dikkate alarak ve aynı zamanda insan hak-

ları bağlamında bir SWOT analizi yaparak güçlü ve zayıf yanlarımızı,

fırsatlarımızı, tehditkâr olanı ortaya koymaya çalışıyor.

Hiç hatırımızdan çıkarmamamız gereken bir şey var: Tüm kav-

ramlarımız bunalımlı durumlarda sınanır. O nedenle insan hakları

kavramını da ne ölçüde içselleştirdiğimiz, eylemlerimizi ne ölçüde

bu kavramla ilgisi içinde yaşama dünyasına geçirdiğimiz, ancak bu-

nalımlı durumlarda anlaşılır. Öyleyse, örneğin hukuku oluştururken,

özellikle de en temel hukuk metnini, anayasayı oluştururken felsefe-

etik-insan hakları ne ölçüde yol göstericimiz olacak? Yanıtı verilmesi

gereken temel bir soru olarak karsımıza çıkıyor bu soru.

2009 yılında Maltepe Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma ve Uy-

gulama Merkezi’yle, UNESCO Felsefe ve İnsan Hakları Kürsüsü’nün

ortaklaşa düzenlediği

“Hukuk Felsefesini Yeniden Düşünmek: Hukuk Te­

orileri, İnsan Haklan ve Anayasalar”

başlıklı yine uluslararası katılımlı

çalışma, aynı başlıkla yayımlanan ikinci kitabın içeriğini oluşturuyor.

Söz konusu kitapta en çok altı çizilen, vaktiyle çok da dikkate alınma-

yan ama artık gündemdeki yerini almaya başlayan etikle hukuk ara-

sındaki olması gereken ilişkidir, İoanna Kuçura-di’nin de işaret ettiği

gibi bu bağlamda, kavramsal ayırımlar, felsefi bilgi eşliğinde dikkatli

bir biçimde yapılmalı, etik-ahlak, değer-değer yargıları arasındaki ay-

rımlar üzerinde ve hukuk felsefesinin sorun alanının ne olduğu üze-

rinde düşünülmelidir (s. 13).