

Başkan’dan
8
Maryland ve Pennsylvania Anayasaları’nı izleyen 1787 tarihli Ame-
rikan Bildirisi’nin 16.maddesinde yer alan ‘hakları ve kuvvetler ayrı-
lığını güvence altına almamış bir toplumun anayasası yoktur’ ifadesi
ile güçlenen “kuvvetler ayrılığı” ilkesi, siyasal iktidarın kullanımının
paylaşılmasının bir aracı olarak modern anayasacılığın da temelini
oluşturur.
Yine Amerikan Anayasası’nı izleyen 1791 tarihli ilk
Fransız
Anayasası
’nı hazırlayanların anayasa kavramından anladıkları da, kra-
lın iktidarını sınırlayan hukuki ve siyasi bir metindir. Nitekim iktidar
temerküzünün önüne geçilebilmesinin ve bu amaçla iktidarın sınırlan-
dırılmasının bir aracı olarak Fransız Anayasası’ndan önce hazırlanan
1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi
’nin 16.maddesi ‘
Hakların
güvence altına alınmasını sağlamayan, kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsen-
meyen toplumlar, asla bir anayasaya sahip değildirler
’ hükmünü ortaya
koymuştur.
Aynı şekilde Amerikalı siyaset bilimci ve hukukçu M.J.C. Vile
“Constitutionalism and Separation of Powers/Anayasacılık ve Kuv-
vetler Ayrılığı” isimli eserinde: “Kuvvetler ayrılığı öğretisi, yüzyıllar
boyunca özgür toplumların kurumsal yapılarını, özgür olmayan top-
lumların kurumsal yapılarından ayırt etmeye yarayan yegane ana-
yasal kuram olmuştur” demek suretiyle, kuvvetler ayrılığı ilkesinin
anayasal önemi ve değeri ile siyasal özgürlüğe olan katkısına vurgu
yapmaktadır.
Diğer taraftan özü itibarıyla bir siyasi ve hukuki değerler ile he-
defler dizisi olan anayasal demokrasi, anayasacılık kurumunu işlev-
sel kılan ve onun ayrılmaz parçasını oluşturan kuvvetler ayrılığı ilkesi
gereğince yasama, yürütme ve yargı erklerinin hiç birisi bir diğerinin
üstünde değildir.
Bu bağlamda, “seçilmişlerin atanmışlara üstünlükleri” ilkesi üze-
rine kurulu olan klasik demokrasi anlayışının aksine, anayasal demok-
rasilerde, başta yasama, yürütme ve yargı olmak üzere anayasal ve ka-
musal yetki kullanan her organ, kendisine verilmiş olan yetkiyi, başta
anayasa olmak üzere yasalara, hukukun üstün ve evrensel kurallarına
bağlı olarak kullanabilir.