

Başkan’dan
9
Anayasal demokrasilerde, kuvvetler ayrılığı ilkesini ayakta tu-
tacak ve bu ilkenin etkili biçimde işlemesini sağlayacak ve her türlü
iktidar gücü üzerinde iç ve dış denetimler oluşturmak suretiyle hak
ve özgürlükleri koruyacak olan en etkili mekanizma, Amerikalıların
“check and balance” diye isimlendirdikleri “denetleme ve dengeleme”
sistemidir.
Her türlü güç/iktidar kötüye kullanılabilir. Kullanılmıştır da. Ama
dünya siyasi tarihi bize göstermiştir ki, en çok kötüye kullanılan güç
“yürütme iktidarı”dır. Zira yürütme gücü subjektif olmakla, hemen
her yerde ve bütün zamanlarda keyfi kullanılmış, birey hak ve özgür-
lükleri konusunda en büyük tehdit ve tehlike hep siyasi iktidarlardan
gelmiştir. Bu tehlikenin önüne geçecek en önemli araç anayasayı bir
fren mekanizması olan “denetleme ve dengeleme” ilkesi üzerine inşa
etmektir.
Bizim anayasal sistemimizde olduğu gibi, kuvvetler ayrılığı il-
kesinin özgün biçiminin değil de, onun yumuşatılmış, sulandırılmış
biçimi olan “kuvvetlerin işbirliği” ilkesinin işlevsel kılındığı ülkeler-
de, yasama çoğunluğunu elinde bulunduran yürütme erkinin yasama
organına da hükmettiği düşünüldüğünde, mevcut kuvvetler içinde
denetleme ve dengeleme işlevini yerine getirecek, bu bağlamda birey
hak ve özgürlüklerini/insan haklarını güvence altına alacak ve koru-
yacak olan kuvvet, yargı erkidir. Bu gücün de bir başka tehlike olan
“judiocracy”ye, yani “yargıçlar yönetimine” dönüşmemesi ve kendi
sınırları içinde kalması gerekir.
Arz ettim!
Saygılarımla.
Av. V. Ahsen Coşar
Türkiye Barolar Birliği Başkanı