

TBB Dergisi 2013 (105)
Yusuf Solmaz BALO
317
cih edilmelidir. Bu konuda kamuoyunda yapılacak bir araştırmayla,
toplum tarafından bu uygulamanın kapsamına dahil edilmeyecek,
adam öldürme suçları gibi, suçların tespiti yapılmak suretiyle, bu suç-
lar bu düzenlemenin kapsamı dışında tutulabilir
73
.
İkinci olarak da, bu yaş grubu hakkında uygulanan ceza siyaseti
ilkesinin esasını oluşturan karine tersine çevrilebilir. Buna göre, ha-
len bu yaş grubunda bulunanların üzerlerine atılı fiil dolayısıyla kusur
yeteneklerinin olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Kanaatimizce,
bu yöntemin uygulanması için kanun değişikliğine de gerek bulun-
mamaktadır. Halen bu konudaki uygulama, daha ziyade çocuğun
algılama ve irade yeteneklerinin yokluğunun ispatı gayreti şeklinde
cereyan etmektedir. Bunun yerine, algılama ve irade yeteneklerinin ne
şekilde bulunmakta olduğunun ispatı algısı üzerine sürecin işlemesi
sağlanmış olsa, bu yöntem ile amaçlanan sonuçlar sağlanmış olacaktır.
Bu konuda Yüksek Mahkeme olarak Yargıtay içtihatlarıyla yaklaşım
değişikliği sağlanabilir. Bununla birlikte, bunun sağlanamaması du-
rumunda kanun TBMM’ne görev düşecektir. Yapılacak değişiklikle,
bu yaş grubunda bulunan çocukların, prensip olarak, kusur yetenek-
lerine sahip olmadıkları, ancak hakim tarafından uzmanlardan yarar-
lanılmak suretiyle yapılacak inceleme sonucunda, üzerlerine atılı su-
çun hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve iradesini yönlendirme
yeteneklerine sahip olduklarının tespit edilmesi durumunda, ancak,
bunlar hakkında ceza verilebileceği öngörülebilir
74
.
73
Bu konuda yapılacak Kanun değişikliği, TCK’nın 31. maddesinin ikinci fıkrasında
yapılabilir. Buna göre TCK’nın 31/2. maddesi aşağıdaki şekilde olabilir (Değişik-
lik koyulaştırılmak suretiyle yazılmıştır):
“Madde 31- (1) …
(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurma-
mış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya
davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza
sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbir-
lerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fi-
ille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler
hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki
yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan on-
bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu
hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz. Ancak, mahkum
olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, çocuklara özgü
güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir”
74
Bu önerimizle ilgili yapılacak kanuni düzenleme TCK’nın 31. maddesinin birinci
ve ikinci fıkralarının yürürlükten kaldırılarak, aşağıdaki şekilde düzenlenmesiyle
sağlanabilir: