

Başkan’dan
8
6. Yurttaşın idari dava açmasını ve yürütmeyi durdurma kararı al-
masını kısıtlama yönündeki proje ve girişimler; ne demokrasiye,
ne insan haklarına, ne ülke barışına hizmet edecektir.
Açıkça ifade edelim; baskı tepkiyi getirir, tepki baskıyla bastırıl-
maya çalışılır; hükümet giderek yönetemez hale gelir. Bu süreçte yara-
tılan yeni canavarlar önce topluma, sonra, iktidarın değişeceği sinyali-
ni alır almaz da yaratıcılarına saldırırlar. Ardından yargı, yeni öçlerin
aracı olarak kullanılmaya başlanır. Bu güzel ülkede mazlumların adı
değişir, zulüm hep devam eder.
Öyleyse siyasi iktidar; sorunları büyütecek bu uygulamalar yerine
76 milyon yurttaşımız için şu adımları atmalıdır:
1. Bugüne kadar ağırlıklı olarak terör örgütü itirafçılarına itibar ka-
zandırıp, terörle mücadele eden asker ve polislerimizin mahku-
miyetini sağlayan, demokratik dünyada eşi benzeri görülmemiş
şekilde uygulanan gizli tanıklık kurumu tamamen kaldırılmalıdır.
2. Siyasi iktidarın, emniyet güçlerinin, belirli çıkar çevrelerinin ca-
nını sıkan, onların önüne engel çıkaran insanların hayatlarını ka-
rartma potansiyeline sahip ses bantlarının ve dijital verilerin tek
başına delil olmaları yasaklanmalıdır.
3. Ülkeyi tam bir polis - istihbarat devletine / kabusuna çevirecek
MİT Kanunu değişikliği teklifinden vazgeçilmelidir.
4. “Orduya, aydınlara kumpas kuruldu, çok yanlış, çok üzülüyoruz,
biz yapmadık, onlar yaptı, bizi de kandırdılar” demek yetmez; bu
cümleleri sarf etmenin yüklediği siyasi, ahlaki ve hukuki sorumlu-
luk, yeniden ve adil yargılamayı sağlayacak formülleri üretmektir.
Bu adımlar süratle atılmaz ise, korkarım toplum yeni kaoslara sü-
rüklenecek, çekilen acıların bir türlü sonu gelmeyecektir.
Kuşkusuz siyasi muhalefetin de somut çözümler üretme görevi
vardır.
Muhalefet;
1. Siyasi iktidarın niçin “yanlış” olduğunu anlatmanın yanı sıra, ken-
dilerinin niçin “doğru” olduğunu anlatmalıdır.
2. “Ben doğruyum” demek yetmez, yürünen çizginin de düz olması
gerekir.