

TBB Dergisi 2016 (116)
Mehmet Zülfü ÖNER
107
için yasalaştırma faaliyetlerinin devam ettiği görülmektedir. Bu suç-
lara ilişkin ilk düzenlemelerin ırk, etnisite ve din temelinde 1980’lerde
A.B.D.’de kabul edildiği, zamanla Avrupa ükeleri başta olmak üzere
birçok ülkeye yayıldığı anlaşılmaktadır. Zaman içinde nefret suçları-
nın kapsamının cinsel yönelim, engellilik, cinsiyet ve yaş gibi neden-
leri kapsayacak şekilde genişlediği görülmektedir.
İngiliz hukukunda da tarihsel gelişime bağlı olarak nefret suçla-
rının zaman zaman kamuoyunun gündemine geldiği ve bu suçlara
ilişkin çeşitli düzenlemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu alandaki ilk
özel düzenleme ihtiyacının, İngiltere’de 1993 yılında gerçekleşen ve
kamuoyunda infiale neden olan Stephen Lawrence cinayeti ile gün-
deme geldiği, yapılan çalışmaların ardından ilk olarak 1998 tarihli
Suç ve Düzensizlik Yasası (Crime and Disorder Act) ile ırk nedeniy-
le işlenen suçların cezalarının ağırlaştırıldığı, bu yasanın daha sonra
değiştirilerek nefret suçlarının kapsamının din ve dini inanç saiki ile
işlenen suçları içine alacak şekilde genişletildiği ve 2003 tarihli Ceza
Adaleti Yasası (Criminal Justice Act) ile cinsel yönelim ve engelliliğin
de bu kapsama alındığı görülmektedir. Son olarak, 2008 tarihli Irksal
ve Dinsel Nefret Yasası (Racial and Religious Hatred Act) ile inanma-
ma özgürlüğünü de kapsayacak şekilde ırk ve dini inanç nedeniyle
işlenen suçlar ve cezalarının yeniden düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Yapılan araştırmalar Birleşik Krallık’ta nefret suçlarının en fazla ırk
saikiyle işlediğini ortaya koymakla birlikte; cinsel yönelim, dini inanç
ve engelliliğin de bu suçların işlenmesinde önemli nedenler arasında
yer aldığı görülmektedir. Bu gelişmelere rağmen İngiliz hukukunda
nefret suçlarına ilişkin düzenlemelerin zaman zaman eleştirildiği, bu
suçlar ile daha etkin mücadele için bazı reform çalışmaları yapılması
gerektiğinin kamuoyunda sıklıkla dile getirildiği ve bu kapsamda son
olarak 2012 yılında başlatılan reform çalışmalarının devam etmekte
olduğu anlaşılmaktadır.
Nefret suçlarının ülkemizde de zaman zaman kamuoyunun gün-
demine geldiği ve bu suçlara ilişkin mevzuat ile özellikle uygulama-
daki sorunların tartışma konusu olduğu görülmektedir. Bu sorunlar
üyesi olmak istediğimiz Avrupa Birliği tarafından hazırlanan rapor-
larda da eleştiri konusu yapılmakta ve Avrupa İnsan Hakları Mah-
kemesi tarafından verilen ihlal kararlarına konu olmaktadır. Yapılan