Background Image
Previous Page  366 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 366 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (119)

Aziz Erman BAYRAM

365

nacağı ifade edilmiştir. Yani elektronik sözleşmelerin kurulması konu-

sunda çıkacak hukukî uyuşmazlıklarda, özel düzenlemelerde yer alan

hususlar dışında, genel hükümler temel alınmalı ve elektronik irade

beyanları genel hükümlere göre yorumlanmalıdır.

Türk Borçlar Kanunu, elektronik sözleşmeleri ilgilendiren konu-

larda, 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’ndan farklı düzenlemeler içer-

mektedir. Bunların başında Kanun’un 8. maddesinde yer alan tarife,

fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesinin, aksi açıkça ve kolay-

lıkla anlaşılmadıkça öneri sayılacağına ilişkin düzenleme gelmektedir.

Artık, sıklıkla karşılaşılan, elektronik iletişim araçları vasıtasıyla tarife

ya da elektronik katalog vb. gönderilmesi durumunda, aksi açıkça ve

kolaylıkla anlaşılmadıkça, gönderilen beyan öneri sayılacaktır. Yine,

818 sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmeyen, ancak öğretide kabul

gören, telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan

iletişim sırasında yapılan önerinin hazır olanlar arasında yapılmış sa-

yılması, TBK md. 4’te yasal düzenlemeye kavuşmuştur.

Elektronik sözleşmelerde öneri ve kabule ilişkin açıklamalar,

e-posta yoluyla öneri ve kabul, web siteleri aracılığıyla öneri ve ka-

bul, eş zamanlı iletişim kanallarıyla öneri ve kabul ve sosyal medya

siteleri aracığıyla öneri ve kabul olmak üzere dört ana başlık altında

toplanmaktadır. Bunların tümünde en çok üzerinde durulan konu,

sözleşmenin hazırlar arasında mı yoksa hazır olmayanlar arasında

mı kurulduğu konusudur. Kural olarak, e-posta aracığıyla ve web si-

teleri üzerinden kurulan sözleşmelerin, hazır olmayanlar arasında; eş

zamanlı iletişim kanallarıyla kurulan sözleşmelerin ise hazır olanlar

arasında kurulan sözleşmeler olduğu kabul edilmelidir. Sosyal medya

siteleri üzerinden kurulan sözleşmeler, iletişimin niteliğine göre hazır

olanlar ya da hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmelerden ola-

bileceği kabul edilmeli ve bu araçla kurulan sözleşmelerde önerinin

bağlayıcılık süresi bu belirlemeye göre tespit edilmelidir.

Web sitesi aracılığıyla kurulan sözleşmelerin, kural olarak hazır

olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler olduğu kabul edilmelidir.

818 sayılı Borçlar Kanunu’nda tartışmalı olan web sitesinin öneri mi

yoksa öneriye davet mi olduğu hususundaki tartışma, TBK dönemin-

de de kesin olarak çözüme kavuşturulmuş değildir. Web sayfalarının

kesin ve katı bir biçimde öneri ya da öneriye davet oluşturduğunun ka-

bul edilmesi yerine, somut olaya göre güven ilkesi çerçevesinde yorum

yapılması gerekmektedir.