

11
ği onama kararları da kesindir ancak bunlara karşı Anayasanın
ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel başvuru yoluna gidilmektedir.
Ülkenin tamamını ilgilendiren bir konuda Anayasa Mahkemesi
yetkisiz olduğuna karar vermemelidir. Aynı şekilde Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi de yetkilidir. Çünkü bu Anayasa değişikli-
ğiyle, Cumhurbaşkanına, cumhurbaşkanlığı kararnamesi yoluyla
yasama benzeri bir yetki verilmektedir. Bu da halk oylamasını,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1 nolu Ek Protokol madde 3 ge-
reğince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yetki alanına sok-
maktadır.
Anayasa Mahkemesi ve gidilmesine ihtiyaç olursa Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi başvuruları elbette acele işlerden kabul edip,
çok kısa süre içinde kararını vermelidir.
3.
Ancak her mahkeme kararının mutlu ettiği bir taraf ve mutlu et-
mediği bir taraf olur. Oysa anayasalar, milletlerin düşmanlaşma
ya da kutuplaşma metinleri değil, kucaklaşma metinleri olmalıdır.
Yani esasa dair sorunlarımızdan çıkış için aradığımız yolu bize
yargı kararları değil, Milletin tamamının sesine kulak veren siya-
set mekanizması sağlayabilir.
4.
Türkiye’de Milletimizin tamamının benimseyeceği bir çıkış yolu
bulunması için acilen şu yapılmalıdır:
Tüm siyasi partiler bir araya gelmelidir. Milletin en az yarısını
kaygı, öfke ve güvensizliğe sevk eden Anayasa değişikliği, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nce oy birliğiyle kaldırılmalı ve bu değişikliğin
yürürlükten kaldırdığı maddeler bir boşluk doğmaması için aynen ka-
bul edilerek yürürlüğe konulmalıdır. Hemen ardından bir komisyon
oluşturulmalı ve Anayasa tüm Milletimizi mutlu edecek, ülkemizi
çağdaş demokrasiler seviyesine taşıyacak şekilde uzlaşmayla kapsam-
lı şekilde değiştirilmelidir. Böylece milletvekilleri, genel başkanların
temsilcisi olmaktan çıkarılıp gerçekten milletin vekili haline getiril-
meli, Meclis bu şekilde güçlendirilmelidir. Yargıya siyasetin müdaha-
lesini mutlak olarak önleyecek bir sistem kurulmalı, bu şekilde yargı
bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmalıdır.
Başkan’dan