

Mülteci-Göçmen Belirsizliğinde İklim Mültecileri
238
İklim değişikliğin insanlar üzerindeki bir başka olumsuz etkisi de
devlet açısından ortaya çıkmaktadır. Devletin unsurlarından olan top-
rak parçası çevresel bir felaket nedeniyle ortadan kalktığı zaman, bu
insanların vatandaşlık bağı ile bağlı oldukları bir hukuki devlet var-
lığını sürdürüp sürdüremeyeceği uluslararası hukukta yaşanmakta
olan bu kişilerin vatansız olarak kabul edilip edilmeyecekleri bir tar-
tışma konusudur
23
24
.
1951 Mülteci Sözleşmesindeki mülteci tanımlaması iklim değişik-
liği nedeniyle uluslararası sınırları geçmiş insanlar için uygulanabilir
değildir. Bu sınırı aşan hareketin mecburiyetten gerçekleşmesi ve bu
gibi hareketlerin tanımlanması mülteci tanımının genişletilmesi çerçe-
vesinde değerlendirilebilecek bir kriterdir.
SONUÇ
İklimmültecileri kavramının tanımlanması tartışmaları da berabe-
rinde getirmektedir. 1951 sözleşmesinde tanımlanan “mülteci” terimi-
ne, Sözleşme ile açık bir şekilde çerçeve çizilmiştir. Bu çerçeve sebebiy-
le sınırlı bir içeriğe ve “insan yapımı” bir “zulüm” içeriğine sahiptir.
Bununla birlikte 1951 Sözleşmesinde yer alan tanımlamaların, günü-
müzün değişen dünyasında artık yetememekte, uluslararası koruma-
nın ihtiyacını karşılayamamaktadır. Çünkü sözleşmedeki “zulüm”ün
içeriği değişmekte, çeşitlenmekte ve insan üstü bir hale gelmektedir.
Birlemiş Milletler özellikle yerinden edinmiş kişilere karşı çalışmalar
yapıyor olmasına rağmen, iklim mültecileri ve bu kavramın içeriği ile
ilgili teorinin ötesinde uluslararası bir çerçeve ortaya konmalıdır.
Deniz seviyesinin yükseldiği büyük doğal afetlerin yaşanması so-
nucunda milyonlarca insan evleri, yiyecekleri ve buna benzer hiçbir
23
Örneğin Maldivler, Vanuatu ve Tuvalu gibi ada ülkelerinin kıyıları sular altında
kalmaya başlamıştır. Ada devleti Tuvalu’nun nüfusunun dörtte biri Yeni
Zellanda’ya göç etmiştir. Aslında Tuvalu devleti, halkını göçe zorlayarak, onların
güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır. (ayrıntılı bilgi için bkz.
http://www.trtdari.com/Haber/HaberDetay.aspx?HaberKodu=f28e4369-93ad-4b84-a42e-
b81b7f18ee01) Hollanda gibi İskandinav devletler de deniz seviyesinin yükselmesi
sorunuyla karşı karşıyadırlar. Gelecekte bu devletlerin toprak unsurlarının
kaybolmasıyla hukuki varlıklarının sorgulanabileceği düşünülmektedir.
24
Kälin (2008).