

286
linde
” yapılması önerilmiştir. Yani burada gerçekleştirilmek istenen,
sarkıntılık suçunun, cezası ağır olan cinsel saldırı suçu kapsamından
çıkartılarak önceki Yasa döneminde olduğu gibi daha hafif cezalandı-
rılmasını sağlamaktır. Sarkıntılık suçunun cinsel saldırı suçu kapsa-
mına dahil edilmesinin yerinde olmadığı bu vesileyle ortaya çıkmış
bulunmaktadır.
Belirtelim ki, cinsel suçların saik ve işlenme şekli bakımından 765
sayılı Türk Ceza Kanunu ile Yargıtay içtihatlarında kusurun ağırlı-
ğına göre yapılagelen farklı nitelendirmelerin 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu’na alınmaması yerinde bir tercih olmamıştır. Değişiklik öneri-
si, hukuk dilinde ve uygulamada yerleşmiş kavramların kullanılması
gerekliliğini bir kez daha göstermektedir.
Sarkıntılık
uygulamada yer-
leşmiş, çerçevesi belirlenmiş bir kavramdır. Bu bakımdan cinsel saldırı
suçuna dahil edilmemesi yerinde bir yaklaşımdır. Ancak, kabul edilen
değişiklik teklifinde bu kavram kullanılmamaktadır. Metinde
sarkın-
tılık
yerine kullanılan
ani ve kesik hareketlerle
suçun işlenmesi
kavramı
kolaylıkla teşhis edilecek bir kavram değildir. Bu nedenle, yapılacak
değişiklikte
“sarkıntılık
” kavramının kullanılması yerinde olacaktır.
3. Cinsel Saldırı Suçunun Ağırlaştırıcı Sebeplerinin
Genişletilmesi
Değişiklik teklifinde cinsel saldırı suçunun ağırlaştırıcı sebepleri-
nin genişletildiği görülmektedir.
TCKm. 102/3’te halen yer alan ağırlaştırıcı nedenler, suçun “beden
veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan ki-
şiye karşı”, “kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz
kötüye kullanılmak suretiyle”, “üçüncü derece dahil kan veya kayın
hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı”, “silahla veya birden
fazla kişi tarafından birlikte işlenme”sidir. Bu ağırlaştırıcı nedenler-
den TCK m. 102/3-b’deki “kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin
sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması” ağırlaştırıcı sebebine “
vesayet
ilişkisinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması
”, TCK m. 102/3-c’deki
“üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisinin bulunması”
ağırlaştırıcı sebebine ise “
üvey baba, üvey ana, kardeş, evlat edinen veya
evlatlık”
ilişkileri eklenmektedir. Bu değişiklikler isabetlidir. Söz ko-