Background Image
Previous Page  530 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 530 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları

529

8. Ne başvurucunun duruşmada ikrarda bulunması ve ne de bu ik-

rarın doğruluğunu ortaya koymak için zorlamayla alınmış delil-

lere görünüşte sınırlı bir şekilde dayanılmış olması, böylesi lekeli

materyallerin delil olarak kabul edilmesinin sebep olduğu açık

yargılama kusurunu düzeltebilmiştir. Başvurucunun temel ni-

telikteki adil muhakeme hakkının etkili bir şekilde korunmasını

sağlamanın tek yolu, tartışma konusu delilleri dışlamak ve iddia

makamının elinde bulunan kirlenmemiş delillere dayanarak (bk.

§35), belki zorla kaçırma ve öldürme gibi isnadlarla yargılamaya

devam etmek olabilirdi. Sözleşme’nin 3. maddesini ihlal suretiyle

elde edilen delillerin ceza davasında kabul edilmesine izin ver-

mek, kaçınılmaz olarak, bu maddenin sağladığı korumayı zayıf-

latır ve korumanın ne kadar ileri gideceği konusunda belirli bir

kararsızlığa işaret eder.

9. Mahkeme’nin ilk kez, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiği

hallerde bu maddenin yasakladığı eylem türleri arasında, en azın-

dan yargılamanın adilliği üzerindeki sonuçları bakımından bir

ikilik başlatmasını rahatsız edici buluyoruz. Aslında Mahkeme,

şüpheliye insanlıkdışı muamele uygulamak suretiyle elde edilen

maddi delillerin yargılamada delil olarak kabul edilebileceği ve

bu delillerin davanın sonucu üzerinde bir etkisi bulunmuyorsa,

böyle bir yargılamanın yine de ‘adil’ görülebileceği sonucuna

varmıştır. Eğer bir etkisi olmuyorsa, bu delilleri kabul etmenin

amacı nedir? Ve niçin şimdi aynı gerekçe işkenceyle elde edilmiş

maddi deliller için kural olarak uygulanmasın? Örneğin bir iş-

kence mağdurunun yargılama sırasında ikrar etmesi, işkence ile

mahkumiyet arasındaki nedensellik zincirini kırıyorsa, niçin yar-

gılamanın başında bu delillerin kabul edilmesine izin verilip, ne-

densellik zincirinin kırılması beklenmesin? Yanıt açık. Hukukun

üstünlüğü üzerine kurulu toplumlar, doğrudan veya dolaylı veya

başka bir biçimde, Sözleşme’nin 3. maddesiyle mutlak bir şekil-

de yasaklanmış muamelelerin işlenmesine hoşgörü göstermezler,

bunları onaylamazlar. Ne Sözleşme’nin 3. madde metni ve ne de

Sözleşme’nin başka bir maddesi, işkenceye bağlanan sonuçlar ile

insanlıkdışı ve aşağılayıcı muameleye bağlanan sonuçlar arasında

bir ayrım yapmaktadır. Dolayısıyla bize göre, insanlıkdışı mua-

meleyi sonuçları itibarıyla işkenceden farklı görmenin hukuki bir