Previous Page  449 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 449 / 457 Next Page
Page Background

448

Güney Çin Denizi Tahkiminde Hakemlik Mahkemesi’nin İnsanlığın Ortak Mirası ...

kaya mı yoksa tam yetkili ada mı oldukları, çıplak, yani, doğal halleri-

ne göre tespit edilecektir. Yine, bir adasal yapıya, dışardan erzak teda-

riki veya askeri personel konuşlandırmak suretiyle, BMDHS’nin 121/3.

maddesindeki insan yerleşimi şartını karşılamaya yönelik göstermelik

ve yapay uygulamalarla büyük deniz alanları elde edilemez. Bunun

gibi BMDHS’nin 121/3. maddesinde yer alan, kendine has ekonomik

yaşam şartı, sadece o adasal yapının üstüne hasredilmiş, karasuların-

daki faaliyetler şarta bağlamış ve söz konusu adasal yapının muhte-

mel kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesindeki faaliyetler de

tamamen dışlanmıştır.

Hakemlik Mahkemesi’nin bu yorumları, ekonomik, siyasi ve as-

keri açıdan gelişmiş sanayici devletler aleyhine bazı sonuçlar ortaya

koymuştur. Gerçekten de ekonomik ve siyasi açıdan liberal bir rejim

benimsemiş sanayici devletlerin ve inceleme konusu uyuşmazlığın

tarafı olan Çin gibi otoriter veya totaliter usullerle, devlet kapitaliz-

mini benimsemiş rejimlerin, BMDHS’nin 121/3. maddesinde yer alan

şartları taşımayan adasal yapılar üzerinde, sahip oldukları ekonomik,

politik ve askeri imkânlarla yapacakları modifikasyonların, hukuken,

o adasal yapıların statüsünü etkilemeyeceği, dolayısıyla da söz konusu

küçük coğrafi formasyonlara dayanarak, oldukça geniş deniz alanları

elde edemeyecekleri ortaya konmuştur. Bir başka ifadeyle söz konusu

devletler, modifikasyon uygulaması ile oldukça geniş bir deniz alanı-

nı, insanlığın ortak mirasından çıkarıp, kendi yetki alanlarına dâhil

edemeyecekleri gibi diğer devletlerin deniz alanlarını da bu şekilde

daraltamayacaklardır.

Eğer Hakemlik Mahkemesi, yukarıda değinilen doktrinin görüş-

leri çerçevesinde söz konusu devletlere bu imkânı verecek bir yorum

yapsaydı, adeta coğrafyanın yeniden yaratılmasına neden olacaktı.

Zira bu durumda, söz konusu devletler, tıpkı Çin’in inceleme konusu

uyuşmazlıkta yaptığı gibi sahip oldukları maddi gücü kullanarak, çok

küçük adasal yapıları veya cezir yüksekliklerini modifiye edip, bunlara

dayanarak insanlığın ortak mirasını teşkil eden deniz alanına ve diğer

devletlerin deniz alanlarına tecavüz imkânına sahip olacaklardı. Zira

söz konusu adasal yapılar, bu modifikasyonlar neticesi, BMDHS’nin

121/2. maddesi anlamında tam yetkili ada olarak kabul edilecek ve

sınırlandırmada dikkate alınarak, hem diğer devletlerin deniz alan-

larını (mesela anakaraların ürettiği deniz alanlarını) daraltacak hem