Previous Page  26 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 26 / 497 Next Page
Page Background

25

TBB Dergisi 2017 (özel sayı)

Ali İbrahim AKKUTAY

Şartı’nın açık ihlali olacağını ifade ederek, BM Şartı tarafından kesin

olarak ortaya konmasa da her türlü insan hakkının korunmasının ge-

rekliliğini vurgulamaktadır.

21

BM Şartı da insan hakları hukukuna iliş-

kin evrensel bir uluslararası antlaşma olarak kabul edilmektedir.

Görüldüğü üzere ilgili metinler, temel hak ve özgürlüklerin evren-

sel nitelikte ve kendiliğinden var olduğunu ortaya koymakla birlikte,

bu hak ve özgürlüklere pozitif düzenlemelerle sınırlandırmaların ge-

tirilebileceğini öngören hükümlere sahiptirler. Bu açıdan bakıldığında

her ne kadar evrensel nitelikte olduğu kabul edilse de devletlerin ken-

diliklerinden insan haklarına ilişkin uluslararası antlaşmaların kap-

samını genişletmek niyetinde olmadıkları anlaşılmaktadır. Gerektiği

takdirde temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasının kaçınılmaz

olması bir gerçektir. Bununla birlikte sınırlandırılabilecek temel hak

ve özgürlüklerin listesine bir yenisinin eklenmesinin, doğrudan dev-

letlerin rızasıyla gerçekleştirilmesi pek mümkün görünmemektedir.

İnsan haklarına ilişkin uluslararası antlaşmalar ve ilgili diğer belgeler,

temel hak ve özgürlüklerin tahdidi bir yapısının olmadığı sonucuna

ulaşılmasını sağlasa da, uluslararası antlaşmalarda yer almayan temel

hak ve özgürlüklerin ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin

bir çözüm de getirmemektedirler.

Doktrin ve uluslararası yargı kararları insan haklarına ilişkin ulus-

lararası bir antlaşma metninde yer almasa dahi temel hak ve özgürlük-

lerin korunmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Bu yükümlülükle-

rin

erga omnes

niteliği haiz olması konusunda çok fazla sayıda itirazla

da karşılaşılmamaktadır. Yalnız uygulama aşamasına geçildiğinde

devletler ve uluslararası mahkemeler kendilerine çizilen sınır çerçe-

vesinde hareket etmek durumunda kalmaktadırlar. Konuya ilişkin

uluslararası yargı organlarının konumunun belirlenmesi bu bakım-

dan önemlidir. Uluslararası yargının, kural koyucu olmadığı ve yeni

bir hukuk yaratamayacağından hareketle insan haklarının

erga omnes

özelliklerine ne şekilde yaklaşması gerektiği sorusunun cevap bulma-

sı gerekmektedir.

22

Zira evrensel ve bölgesel çok katılımlı uluslararası

21

Legal Consequences for States of the Continued Presence of South Africa in Nami-

bia (South West Africa) (Security Council), Advisory Opinion, 1970 ICJ Rep., para.

131.

22

İnsan hakları hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerin erga omnes olarak

nitelendirilmesinin temelinde insan hakları hukukunun normatif bir yapısının