

TBB Dergisi 2012 (101)
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları
533
yer alan standartları karşılayacak ölçüde yeterinci hızlı ve özen-
li davrandıklarını (bk. parag. 121 ve 122); ve
polislerin Alman ceza
hukukuna göre zorlama ve zorlamaya teşvik suçlarından suçlu bulun-
dukları
nı (bk. karar, parag. 123 başı) kabul etmiştir. Ancak Büyük
Daire çoğunluğu yine de başvurucunun mağdur olduğunu iddia
edebileceği sonucuna varmıştır.
5. Bu değerlendirmenin esas itibarıyla verilen cezaların hafifliğine
dayandığı anlaşılmaktadır. Çünkü:
– polisler yargılandıkları ceza davasında “
açıkça orantısız
” ve
“
sembolik
” nitelikte (bk. parag. 124) “
sadece hafif ve ertelenmiş
cezalarla
” cezalandırılmışlar (bk. parg. 123);
– suçların soruşturulmasıyla doğrudan bağlantılı olmayan na-
killerini içeren disiplin cezaları da çok hafiftir, çünkü polisler
soruşturma ve kovuşturma sırasında görevlerinden alınmamışlar
veya mahkum edildikten sonra meslekten çıkarılmamışlardır
(bk. parag. 125).
6. Bu olayın şartları için de göz önünde tutulması gereken olay şu-
dur: sorgulamadan sonra emniyet müdür yardımcısı D., olayların
nasıl geliştiğini anlattığı ve bunların gerekçesini ve hatta kendisine
göre haklılığını gösterdiğini söylediği bir notu polis soruşturma
dosyasına koymuştur; ulusal mahkemeler (Bölge Mahkemesi ile
Federal Anayasa Mahkemesi) Anayasanın ve Sözleşme’nin ihlal
edildiğini açıkça söylemişlerdir; iki polis suçlu bulunarak cezai ve
disiplin yaptırımlarına tabi tutulmuş olup, artık bu cezaların mik-
tarının konuyla ilgisi yoktur. Mahkeme açıkça keyfi olaylar dışın-
da, “bireysel suçluluğun derecesi hakkında karar vermenin veya
suçluya verilecek uygun cezayı belirlemenin kendisinin görevi ol-
madığını, bu konuların münhasıran ulusal mahkemelerin görev
alanına girdiğini” belirtmiştir (bk. karar, parag. 123). Bu yargısal
sınırlılık tutumu için, kişinin mahkum edilmesiyle sonuçlanan
ceza davasını iyi bilmeme ve mahkum edilen kişilerin Mahkeme
önündeki yargılamada yer almamaları gibi, yerinde gerekçeler bu-
lunmaktadır.
7. Verilen cezaların ağırlığı kriterini uygulayan Mahkeme çoğunlu-
ğunun, başvurucunun artık mağdur olarak görülmemesi için ne