

Başkan’dan
8
Peki! Bu türden bir şiddete maruz kalan kişi ne yapmalıdır? Ken-
disine yönelik her türlü çatlak sesi, daha yüksek çıkmasın diye anında
boğmaya, bu amaçla yumrukların kafalardan daha becerikli olduğu ve
papazların aklı zincir altında tuttukları dönemin, yani ortaçağın üret-
tiği şövalye onuru ilkesini mi uygulamalıdır? Yoksa hakaret ve yalan-
ların tıpkı kilise tören alayları gibi hep başladıkları yere geri döndük-
lerini düşünerek bunları önemsememeli midir?
Görüşleri, soruları, yaptığı tartışmalar nedeniyle sıkça sözel ve
hatta fiziksel şiddete muhatap olan ve fakat bütün bunlara kayıtsız ka-
lan bilge
Sokrates
, yine bir tartışma sonrasında kendisine tekme atıldı-
ğında, bunu olgunlukla ve sabırla sineye çekerken, kendisine şaşıran
kişiye, yukarıdaki soruların da yanıtı olan şu sözleri söyler: ‘
Beni bir
eşek çifteleseydi, onu dava mı edecektim?
’ Yine bir defasında, birisi, ‘
Bu
adam sana küfür ve hakaret etmiyor mu?
’ diye sorduğunda,
Sokrates
şöyle
yanıt verir: «
Hayır,
çünkü onun söyledikleri
bana uymuyor.
’
Bu türden bir başka yanıtı, flütçü
Nikodromos
’tan yediği çok kuv-
vetli bir tokattan sonra ağzı burnu dağılan ve kan içinde kalan ünlü ki-
nik
Krates
, üzerinde ‘
Nikodromos yaptı
’ yazan küçük bir tabelayı üstüne
asıp bütün Atina’yı dolaşarak verir ve doğal olarak tüm Atina’nın say-
gı duyduğu
Krates
’e karşı böylesine bir terbiyesizlikte ve gaddarlıkta
bulunan flütçünün üzerine büyük bir utanç lekesi düşer.
Ünlü bir hatip ve aynı zamanda avukat olan, konuşmaları ve yazı-
larıyla Roma İmparatoru
Caligula
’yı kızdıran,
Neron
’un önce takdirini
sonra nefretini kazanan ve onun emri üzerine damarlarını keserek in-
tihar eden, Stoacı felsefenin babalarından
Seneca
‘
Bilgelerin Sabrı Üzeri-
ne
’ isimli kitabında, hakareti ayrıntılı biçimde ele alıp inceler ve daha
sonra ‘
Peki bir bilge, kendisine yumruk vurulduğunda ne yapmalıdır? Yüzü-
ne yumruk vurulduğunda Cato ne yaptı?
” diye sorar.
Cato
’nun yaptığını:
‘
Galeyana gelmedi, yapılan haksızlığın intikamını almadı, almayı da düşün-
medi, ama bağışlamadı da, hiçbir şey olmadığını söyledi.
’ diyerek anlatır ve
devam eder: ‘
Bunu duyanlar, evet, ama onlar bilgeydiler
diye bağırmaya
başladılar
.’ Bağıranlarla ilgili
Seneca
’nın yorumu açık ve nettir: ‘
Anlaşıl-
dı. Demek, kendileri deliler!
’
Bütün bu konularda tüm zamanların bilgeleri sanki aynı koronun
üyesidirler. Onun için
Hamlet
, ‘
Muzip bir konuşma, bir delinin kulağında
uyuklar
’ der.