Background Image
Previous Page  23 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 23 / 485 Next Page
Page Background

Türk Hukukunda Aile İçi Şiddet ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesiyle İlgili Yeni Düzenlemeler

22

nat altına alınan hak ve özgürlüklerin ihlaline neden olabilecek ciddi sorunlar

doğabilir

35

.

Kanımızca, Yeni Kanun ‘da şiddetin tanımının yapılmış olması ve

sadece şiddete uğrayan kişilerin değil ama şiddete uğrama tehlikesi bulunan

kişileri de kapsama alarak koruma alanını genişletmesi isabetli olmuştur.

Tek taraflı ısrarlı takip ile aralarında aile bağı veya ilişki bulunup

bulunmadığına bakılmaksızın, şiddet uygulayanın, şiddet mağduruna

yönelik olarak, güvenliğinden endişe edecek şekilde fiziki veya psi-

kolojik açıdan korku ve çaresizlik duygularına sebep olacak biçimde,

içeriği ne olursa olsun fiili, sözlü, yazılı olarak ya da her türlü iletişim

aracını kullanarak ve baskı altında tutacak her türlü tutum ve davranış

anlaşılmalıdır (Yön. m.3ş).

Bu Kanunun uygulanmasında ve gereken hizmetlerin sunulma-

sında uyulması gereken temel ilkeler olarak şu ilkeler kabul edilmiş-

tir

36

: (m.1/II)

a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile Türkiye’nin taraf olduğu ulus-

lararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi

Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Kon-

seyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemelerin esas

alınması ilkesi

b) Şiddet mağdurlarına verilecek destek ve hizmetlerin sunulma-

sında temel insan haklarına dayalı, kadın erkek eşitliğine duyarlı,

sosyal devlet ilkesine uygun, adil, etkili ve süratli bir usul izlenme-

si ilkesi

c) Şiddet mağduru ve şiddet uygulayan için alınan tedbir kararları-

nın insan onuruna yaraşır bir şekilde yerine getirilmesi ilkesi

ç) Bu Kanun kapsamında kadınlara yönelik cinsiyete dayalı şiddeti

önleyen ve kadınları cinsiyete dayalı şiddetten koruyan özel ted-

birlerin ayrımcılık olarak yorumlanamayacağı ilkesi

35

Aynı kanaatte bkz.UĞUR, 6284 Sayılı Kanun, s.348.

36

BACAKSIZ, bu hükümde temel hukuk prensiplerine yollama yapılmış olduğunu,

bu düzenlemenin olmaması durumunda da Kanun ‘un başka türlü uygulanması-

nın düşünülemeyeceğini, burada kanun koyucunun lafzını kuvvetlendirme ama-

cını taşıdığını belirtmiştir.BACAKSIZ, s. s.17.