

TBB Dergisi 2014 (113)
Mustafa ÖZEN
289
liğini bilerek ve ticari amaçla’ ifadesine yer verilmiştir.
Bu ifade, ‘ya
da’ bağlacından önce suç olarak kabul edilen hareketlerden önce yer
almamaktadır. Burada iki soruya cevap aranmalıdır: 1) Bu ifade nasıl
anlaşılmalıdır? 2) Bu ifade kendisinden sonra gelen ve suç olarak ka-
bul edilen bütün hareketleri kapsamakta mıdır?
Bize göre, ilk sorunun cevabı olarak, bu ifadenin, doğrudan kastı
ifade ettiği söylenmelidir. Bu nedenle, bu ifadenin kapsamına giren
hareketler ancak doğrudan kastla işlenebilir. İkinci sorunun cevabı
olarak, bu ifade kendisinden sonra gelen bütün suç teşkil eden hare-
ketleri kapsamaktadır.
GDOve ürünlerininbu özelliğini bilerekkabul etmek,
GDO’ları
veya GDO’lu ürünlerinin mülkiyetini veya zilyetliğini almayı kabul
etmek şeklinde anlaşılmalıdır. Fiilen almak gerekmez. Bu yönde irade
açıklamak yeterli sayılmalıdır.
GDO ve ürünlerinin bu özelliğini bilerek nakletmek,
GDO’ları
veya GDO’lu ürünleri bulundukları yerden başka bir yere taşımak
şeklinde anlaşılmalıdır.
GDO ve ürünlerinin bu özelliğini bilerek bulundurmak,
GDO’ları veya GDO’lu ürünleri belirli bir yerde zilyetlik veya malik
sıfatı ile tutmak şeklinde anlaşılmalıdır.
Bu suçu oluşturan seçimlik hareketler, icrai şekilde işlenebilir.
Bu suçu oluşturan seçimlik hareketler, serbest harekettirler. İthal
etme veya çevreye serbest bırakma, değişik şekillerde işlenebilir.
c) BK m. 15/3’te Suç Olarak Kabul Edilen Hareketler
BK m. 15/3’e göre, ‘Bu Kanunda belirlenen esaslar çerçevesinde it-
hal edilen veya işlenen GDO’lardan elde edilen ürünleri, ithal izninde
belirlenen amaç ve alan dışında kullanan, satışa arz eden, satan veya
devreden ya da bu özelliğini bilerek ve ticari amaçla satın alan, kabul
eden, nakleden veya bulunduran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis
ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır’.
Bu fıkra ile BK m. 15/2 (bir önceki fıkra arasında), suç teşkil eden
hareketler bakımından fark bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu hare-
ketler, yukarıda açıklanan anlamlar ile aynı anlama sahiptirler.