Background Image
Previous Page  82 / 449 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 82 / 449 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (116)

Faruk TURİNAY

81

Terörle Mücadele Kanunu yürürlüğe girdiği günden bu yana pek

çok kez değişikliğe maruz kalmıştır. “Terör örgütü” kavramı açısın-

dan en önemli değişikliklerin ilki, 2006 yılında kabul edilen 5532 sa-

yılı Kanun’un 17. ve 1. maddeleriyle, Terörle Mücadele Kanunu’nun 1.

maddesinin örgüt kavramını düzenleyen ikinci ve üçüncü fıkralarının

ilga edilmesi ve maddenin başlığının, “terör ve örgüt tanımı” iken “te-

rör tanımı” haline getirilmesiyle “örgüt tanımı”nın Terörle Mücadele

Kanunu’ndan çıkarılmasıdır. İkinci önemli değişiklik ise 5532 sayılı

Kanun’un 6. maddesiyle Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinin

Türk Ceza Kanunu’nun 314. maddesindeki “silahlı örgüt” suçuna atıf-

ta bulunacak şekilde değiştirilmesidir. İlk bakışta, her ne kadar “terör

örgütü” kavramının açık hukuki dayanağını yitirdiği ve kavramın be-

lirsizliğinin arttığı iddia edilebilir görünse de, ceza hukukunun siste-

matik bütünlüğü bakımından tüm örgütlü suçların birbiriyle ilişkilen-

dirilmesi olumlu bir gelişme olarak nitelendirilebilir.

İkinci olarak, yaptığımız incelemeler göstermektedir ki, mevcut

haliyle, “terör örgütü” kavramı ile “terör” kavramı arasında belli ölçü-

de totolojik bir ilişki vardır. Sözkonusu kavramların birbirleri olmak-

sızın tanımlanmaları mümkün görünmemektedir. Bu açmazın temel

sebebi, kanaatimizce, (terör örgütü, “terör” olmaksızın düşünüleme-

yeceğine göre) terör tanımının örgüt unsurunu içermesidir. Diğer ta-

raftan, terör eylemlerinin örgüt olmaksızın, bireysel şekilde gerçek-

leştirilmesi mümkün görünmektedir. Bu yüzden, terör kavramının

hukuki tanımına bireysel terör faaliyetleri dâhil edilmeli; “terör” kav-

ramının örgüt unsuruna bağımlılığı ortadan kaldırılmalıdır.

Öte yandan, Terörle Mücadele Kanunu’nda 2006 yılında gerçekleş-

tirilen değişikliklere rağmen, “terör örgütü” ve “silahlı örgüt” kavram-

larının taşıdıkları ortak unsurlardan ötürü hukuki belirsizlikten kur-

tarılamadığı söylenebilir. Yürürlükteki hukuka göre, her terör örgütü,

teknik anlamda “silahlı örgüt” sayılamazken, her silahlı örgüt, “terör

örgütü” niteliği taşımakta; dolayısıyla terör örgütü kavramı, silahlı ör-

güt kavramını içermektedir. Terör amaçlı örgütlenmenin tek bir dü-

zenlemeyle hüküm altına alınması, suç ve cezada kanunilik ilkesinin

belirlilik unsuru bakımından daha uygun olacaktır.