

TBB Dergisi 2016 (122)
Semih Batur KAYA
13
unsurunu oluşturan siyasi partiler için bu durum her ne kadar üye-
lerinin anlam dünyasının dışavurumundaki göreceliği kısıtlama ile
sonuçlanma riski taşısa da belli bir bütünlük ve program tutarlılığı
sağlama açısından olumlu karşılanabilir. Bu aynı zamanda tanımdaki
ikinci öğe olan siyasal bir topluluk oluşturulması açısından da önem
ifade etmektedir; zira böylece siyasal anlamda topluluk olma bilinci
için zemin hazırlanmaktadır denebilir.
Doktrinde siyasi partilere ilişkin çok çeşitli tanımlar söz konu-
su olmuştur. Bu tanımlamalardan her biri siyasi partilerin bir veya
birkaç özelliğini vurgulaması bakımından önemlidir. Bülent Daver’e
göre siyasi partiler belli bir program, felsefe ve görüşe sahip olan ve
bu doğrultuda bir pratik sergileme için iktidara sahip olmayı amaç
edinen örgütlü bir insan topluluğudur.
3
Başka bir tanıma göre, iktidar
yetkilerine sahip veya buna sahip olmak için demokratik bir ortamda,
serbest seçimlerde özgürce yarışan ve belli bir program çerçevesinde
toplanan insanların oluşturduğu siyasi bir örgütlenmedir.
4
Öte yandan doktrinde siyasi parti kavramı ile ilgili iki önemli
tartışma konusu söz konusudur. İlk olarak kendi yapılanmasını parti
olarak adlandıran her oluşum bu anlamda siyasi parti olur mu? Her
ne kadar Epstein buna olumlu yaklaşsa da siyasi parti kavramının
ancak “sürekli ve istikrarlı” bir örgütlenme ile söz konusu olabilece-
ği söylenebilir.
5
İkincisi, tek parti de bu bakımdan siyasi parti olarak
nitelendirilebilir mi? Bu konuda da doktrinde olumlu görüşler ortaya
atılmıştır.
6
Kanımızca günümüz çağdaş çoğulcu demokrasisi karşısın-
da bu soruya olumlu cevap vermek mümkün gözükmemektedir. Zira
siyasi parti gerçekliğini ortaya çıkaran siyasal gelişime bakıldığında
günümüzde varılan demokratik alanda çoğulculuğun dinamik hare-
ketliliğini siyasi partilerin sağladığı söylenebilir.
Siyasi partiler, hukuksal alanda, ülkemizde 1961 Anayasası ile
birlikte anayasal anlamda bir düzenlemeye konu olmuştur ve terim
olarak siyasi parti kavramı kullanılmıştır. Fakat İkinci Meşrutiyet ile
3
Bülent Daver, “Anayasa Mahkemesi Kararları Açısından Siyasi Partiler: Bir Kaç
Örnek Olay”,
Anayasa Yargısı Dergisi,
C.2, Ankara 1985, s.97.
4
Yılmaz Aliefendioğlu, “Siyasal Partiler ve Sivil Toplum Örgütleri”,
Anayasa Yargı-
sı Dergisi
, C. 16, Ankara 1999, s.96.
5
Yanık, s.10
6
Yanık, s.9-10.