

TBB Dergisi 2016 (124)
İbrahim KORKMAZ
141
rilerin kaydedilmesi durumunda ceza arttırılacağından bu fıkra suçun
nitelikli hali olmuştur.
TCK “özel hayatı” ve “hayatın gizli alanını” korumaktadır. Kişi-
nin kendisine ait bilgiler özel hayata ve hayatın gizli alanına dâhildir.
Kişilere ait bilgilere karşı eylemlerde bulunanları Ceza Hukuku va-
sıtasıyla cezalandırmak amacıyla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda
kişisel verilere karşı suçlar ihdas edilmiştir. Kanun’un “Kişilere Karşı
Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına
Karşı Suçlar” başlıklı dokuzuncu bölümünde, 135. maddede “kişisel
verilerin kaydedilmesi”, 136. maddesinde “verileri hukuka aykırı ola-
rak verme veya ele geçirme” ve 138. maddede “verileri yok etmeme”
suçları düzenlenmiş, 137. maddede ise cezanın arttırılmasını gerekti-
ren nitelikli haller sayılmıştır.
250
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
kişisel verilerin işlenmesinin hukuka uygunluk hallerini düzenleye-
rek, Türk Ceza Kanunu’ndaki kişisel verilere karşı suçların içeriğinin
belirlenmesini, hangi fiillerin suç teşkil ettiğine dair uygulamadaki
ciddi tereddütlerin giderilmesini sağlamıştır.
TCK’da nelerin kişisel veriler olduğuna dair açık bir düzenleme
bulunmamakta olup, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu düzenle-
yen TCK 135. maddesinin gerekçesinde, suçun konusunun kişisel ve-
riler olduğundan bahsedilerek, gerçek kişilerle ilgili her türlü bilginin
kişisel veri olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
251
Kişisel Ve-
rilerin Korunması Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce, doktrin-
de Türk Ceza Kanunu metninde kişisel verinin tanımının yapılmamış
olması birçok yönden eleştirilmiştir. Kişisel verinin tanımı yapılmaya-
rak kapsamının geniş tutulmasının ceza hukukunun belirlilik ilkesine
aykırı düştüğü belirtilmiştir.
252
Aynı düşüncede olan yazarlara göre, o
dönemde kişisel veriyi tanımlayan bir kanun bulunmaması nedeniyle,
bu durum aynı zamanda kanunilik ilkesini de ihlal etmekteydi.
253
Ki-
şisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3. maddesinde kişisel verinin
tanımının yapılmış olması bu konudaki birçok sorunu
çözmüştür.
250
Özen - Baştürk, s.122; Ketizmen, s. 230-242; Topaloğlu, s.179,180.
251
Özen – Baştürk, s. 123; Hafızoğulları - Özen, Ceza Özel, s. 267,268.
252
Dülger, Bilişim Suçları, s. 271. Belirlilik ilkesinin amacı, ceza normunu uygulayan
hâkimin suç ve cezanın öngörülebilirliğini engelleyici, hukuk yaratıcı ya da yo-
rumlayıcı öznel davranış ve kararlarının önüne geçilmesidir.
253
Küzeci, s.286; Yaşar – Gökcan – Artuç, s. 4116.