Previous Page  180 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 180 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Seda DUNBAY

179

faaliyetinin icra edilmesidir. Yasama faaliyetinin düzgün bir biçimde,

her türlü baskıdan arınmış halde icrası için yasama sorumsuzluğu

olmazsa olmazdır. Milletvekillerinin gerek yasama dönemi süresin-

ce gerek yasama dönemi sona erdikten sonra, yasama çalışmaları ile

ilgili oy, söz ve düşüncelerinden ötürü herhangi bir yasal müdahale ile

karşılaşmalarını engelleyen yasama sorumsuzluğudur. Bu kurumun

varlık göstermemesi halinde, temsil yetkisini ellerinde bulunduran

milletvekillerinin yasama faaliyetini eksik olarak yerine getirecek ol-

maları şüphe götürmez bir gerçektir.

Makalenin eksenini 1961 Anayasası oluşturmakla birlikte, kendi-

sinden önceki anayasalarla da karşılaştırması yapılmıştır. Buna göre

denilebilir ki, yasama bağışıklıklarına ilişkin birkaç farklı tutum ha-

ricinde hep aynı duruş sergilenmiştir. Varlık göstermiş olan birkaç

farklı tutumun da, anayasaların yürürlüğe girdikleri dönemin siyasi

yapısının ürünü olduğu söylenebilir.

1961 Anayasası’nın yürürlükte olduğu dönemde, Meclis iki kanatlı

bir yapıya sahip olduğu için dokunulmazlığı kaldırılan siyasiler Millet

Meclisinde milletvekili ve Cumhuriyet Senatosunda senatör olmaları-

na göre ikiye ayrılarak incelenmiştir. Bu dönemde dört Millet Meclisi

üyesinin ve beş senatörün yasama dokunulmazlığı kaldırılmıştır. Mil-

let Meclisinde; Çetin Altan (TİP- İstanbul), Nuri Beşer (AP-Zonguldak),

Celal Ahmet Sungur (CHP-Yozgat), Ali Karahan’ın (YTP-Hakkâri) ya-

sama dokunulmazlıkları kaldırılmıştır. Çetin Altan siyasi bir suç olan

TCK madde 142, 482, 273, 191 gereğince “Komünizm propagandası ve

ülke bütünlüğünü tehdit” ile suçlanmış ve fakat hakkında yargılama-

ya geçilememiştir. Nuri Beşer’e, siyasi bir suç olan TCK 160. madde

uyarınca “Devletin askeri kuvvetlerini tahkir ve tezyif suçu” isnat

edilmiş ve mahkûm olmuştur. Celal Ahmet Sungur, yine siyasi bir suç

olan TCK madde 136 ve 173 uyarınca “Milli Müdafaaya Hıyanet” ile

suçlanmıştır. Ali Karahan, siyasi nitelikli TCK 141 gereğince “Irk mü-

lahazası ile milli duyguları yok etmeye veya zayıflatmaya matuf bulu-

nan cemiyetler kurmaya tevessül etmek”; TCK 125 gereğince “Devlet

idaresindeki toprakların bir kısmını ayırmak”; 648 sayılı Siyasi Partiler

Kanununa muhalefet ile suçlanmıştır.