Previous Page  121 / 685 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 121 / 685 Next Page
Page Background

120

Devletin Kitlesel Gözetleme Araçlarının Özgürlükler ve Hukuk Güvenliği Üzerindeki Etkileri ...

şikâyet yapılması hali dışında etkili bir denetim mekanizması gelişti-

rilmemiş olmasının, hukuk devleti bakımından normal karşılanabile-

cek bir durum olmadığı ve endişe edilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Zira kamuya açık alanlarda olsa da gerek kamu görevlilerince gerek

diğer kişilerce vatandaşın gözetlenmesi ve takip edilmesi gibi kişiyi

yakından ilgilendiren bu tür uygulamalarda, hukuka uygun münhasır

kural ve esaslar belirlenmediğinden insan hakkı ihlalleri yaşanma riski

her zaman söz konusu olabilecektir.

Üstelik Yargıtay 12’inci Ceza Dairesinin 03.04.2012 tarihli

ilâmında

24

yer alan;

“... özel hayat kavramının; kişinin sadece gözlerden uzakta, baş-

kalarıyla paylaşmadığı, kapalı kapılar ardında, dört duvar arasındaki

yaşantısı ve mahremiyetinden ibaret değil, herkesin bilmediği veya

bilmemesi gereken, istenildiğinde başka kişilere açıklanabilen, tama-

men kişiye özel hayat olayları ve bilgilerin tamamını içermesi karşı-

sında, kamuya açık alanda bulunulduğunda dahi, ‘kalabalığın içinde

dikkat çekmezlik, tanınmazlık, bilinmezlik’ prensibinin geçerli olduğu

ve kamuya açık alana çıkan her kişinin, bu alandaki her görüntü veya

sesinin kaydedilip, sürekli ve izinsiz olarak elde bulundurulmasına

rıza gösterdiğinin kabulünün mümkün bulunmadığı...”

şeklindeki çok yerinde ve isabetli değerlendirmesi göz önüne alın-

dığında, bu alanda hukukun üstünlüğü değerleri yönünden ne kadar

dikkatli ve hassas olunması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu anlayış çerçevesinde esasen kişilerin teknik araçlarla izlen-

mesi ve ses veya görüntülerinin kayda alınmasına ilişkin 5271 sayılı

CMK’nın 140’ıncı maddesine

25

göre bu işlemin maddede sayılan belli

24

Yargıtay 12’inci Ceza Dairesi, 03.04.2012, 2011/7345 Esas, 2012/8936 Karar sayılı

ilâmı, Kazancı Hukuk Otomasyon İçtihat Bilgi Bankası (20.10.2016).

25

CMK’nın “Teknik Araçlarla İzleme” başlıklı 140’ıncı maddesi şu şekildedir:

“Madde 140:

(1) Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüp-

he sebepleri bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi hâlinde, şüpheli

veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve işyeri teknik araçlarla izlene-

bilir, ses veya görüntü kaydı alınabilir:

. . .

(2) (Değişik: 24.11.2016-6763/28 md.) Teknik araçlarla izlemeye hâkim, gecikme-

sinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilir. Cum-

huriyet savcısı tarafından verilen kararlar yirmi dört saat içinde hâkim onayına