

129
TBB Dergisi 2017 (133)
Civan BAŞAR
sınırları, muhafaza süre ve kuralları, verileri silmeye ilişkin süre ve ku-
rallar, kuralları ihlal edenler için cezai müeyyideler ve en önemlisi de
objektif denetim yapılması vb. çok önemli konularda münhasır mev-
zuat düzenlemesi yapılmasına ve bu süreçlere ilişkin tüm faaliyetlerin
hukuk devleti kriterlerine uygun olarak icra edilmesine engel teşkil
etmemelidir. Ancak ülkemiz de dâhil olmak üzere genelde devletler
bu konuda bilinçli ihmal yolunu tercih etmekte ve bu alanı mümkün
olduğunca kuralsız bırakma eğilimi göstermektedir.
Oysa Anayasa’sında hukuk devleti olduğu yazan ülkemizin yasa
koyucu iradesi, Anayasa’nın bu kriteri doğrultusunda düzenlemeler
yapmak yükümlülüğündedir.
Kaldı ki hali hazırda genel düzenlemelere dayanarak bu uygu-
lamaları yaptıkları anlaşılan kamu kurumlarının ise yönetmelik gibi
ikincil düzenlemelerde, en azından hukuk devleti kriterlerine ve üst
normlara aykırı olmayacak şekilde yukarıda belirttiğimiz uygulamaya
ilişkin bazı kural düzenlemelerini yaparak hukuk güvenliğini temin
edecek adımlar atması gerekmektedir.
Burada önemli olan husus, kamu güvenliği temin edilirken müm-
kün olduğunca özgürlüklerin daraltılmaması ve daraltılması gereken
durumlarda ise uygulamanın özgürlükleri ve hukuk güvenliğini gö-
zeten ve koruyan içeriğe sahip mevzuatla kurallara bağlanmış şekilde
yapılmasıdır. Yoksa hali hazırda uygulandığı biçimde her isteyen kişi,
kurum veya kuruluşun piyasadan kolayca satın alarak ve “kamuya
açık alan” nitelemesinin arkasına saklanarak istediği sayıda ve özellik-
te görüntü alma ve kayıt cihazlarını dilediği gibi yerleştirip arzu ettiği
sürede muhafaza etmesi şeklinde kuralları belli olmayan bir başıboş-
luk içinde uygulamalar yapıldığını gördüğümüz bu durumun, hukuk
devleti kriterlerine uyumlu olduğunu söylemek pek mümkün görül-
memektedir.
Bu bağlamda hiç kimsenin sürekli izlendiğini düşünerek huzur
içinde yaşaması mümkün değil iken, bir de bu uygulamaların mün-
hasır düzenlenmiş objektif kurallara göre yapılmadığını düşündüğü-
müzde, hem özgürlüklerin korunması yönünden insan hakları hem de
hukuk güvenliği ve bunlara bağlı olarak da hukuk devleti yönünden
sorunlu bir alanla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.