Previous Page  174 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 174 / 497 Next Page
Page Background

KADINA KARŞI ŞİDDETTE

ARABULUCULUK KURUMUNA İLİŞKİN

BAZI DEĞERLENDİRMELER

SOME CONSIDERATIONS REGARDING MEDIATION

IN VIOLENCE AGAINST WOMAN

Levent BÖRÜ

*

Özet:

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanu-

nu madde 1/2’de aile içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıkların arabu-

luculuğa elverişli olmadığı özel olarak hükme bağlanmıştır. Dolayısıy-

la, kadın, aile içi bir şiddete maruz kalması durumunda arabuluculuk

kurumuna başvuramayacaktır. Ancak, aile içi şiddet ve kadına karşı

şiddet kavramlarının birbirinden ayırt edilmesi gerekir. Nitekim Ka-

dınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mü-

cadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nde bu iki kavram birbi-

rinden ayırt edilmiştir ve Sözleşmenin 3. maddesinde her iki kavram

da şu şekilde tanımlanmıştır: “

Kadına karsı siddetten, kadınlara karsı

bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık anlasılacak ve bu terim, ister kamu

ister özel yasamda meydana gelsin, söz konusu eylemlerde bulunma

tehdidi, zorlama veya özgürlügün rastgele bir biçimde kısıtlanması da

dahil olmak üzere, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik

zarar ve acı verilmesi sonucunu doguracak toplumsal cinsiyete da-

yalı tüm siddet eylemleri olarak anlasılacaktır. Aile içi siddet, eylemi

gerçeklestiren, magdurla aynı ikametgahı paylasmakta olsun veya ol-

masın veya daha önce paylasmıs olsun veya olmasın, aile içinde veya

aile biriminde veyamevcut veya daha önceki esler veya birlikte yasayan

bireyler arasında meydana gelen fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekono-

mik siddet eylemleri olarak anlasılacaktır.”

Yine 6284 sayılı Ailenin

Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da da

aile içi şiddet (ev içi şiddet) ile kadına karşı şiddet kavramları ayrı ayrı

değerlendirilmiştir. Sözleşme’nin 48. maddesinde ise, aile içi şiddet

iddiasını içeren uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuğu yasaklamış-

tır. Söz konusu hükmün aksi ile yorumundan, aile içi şiddet iddiasına

ilişkin olgularda isteğe bağlı arabuluculuk kurumunun Sözleşme’ye

göre yasaklanmadığı sonucu çıkarılmaktadır. Bugün doktrinde, kadı-

na karşı şiddetin aile içi şiddet içerisinde yer almaması durumunda,

arabulucuğa elverişli olduğu iddia edilmektedir. Hatta, doktrinde

Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 1,2’de’ki aile

içi şiddet iddiasını içeren uyuşmazlıkların peşinen arabuluculuğa el-

verişli sayılmamasınının da yerinde bir yaklaşım olmadığı hususu da

tartışılmaktadır. Bununla birlikte doktrinin bir kısmı şiddetin her tür-

lü varlığı halinde arabuluculuğun mümkün olmadığı görüşündedir.

*

Yrd. Doç. Dr., Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul-İcra ve İflas

Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi