

19
TBB Dergisi 2017 (özel sayı)
Ali İbrahim AKKUTAY
neceğini değil, uluslararası hukukun kadın tarafından nasıl şekillen-
dirileceğini de ele almaktadır. Yani, kadının uluslararası toplumdaki
konumuna ilişkin mevcut norm ve kuralların yorumlanmasıyla sınırlı
olmayan, bu hususun yanı sıra kadının kural koyucu ve uygulayıcı
olarak ne tür bir fonksiyona sahip olması gerektiğini de ifade eden bir
kapsam ortaya konmaktadır. Kadınların uluslararası hukuk kuruluş-
larında ne şekilde temsil edileceğine kadar varan geniş bir yelpaze söz
konusudur; çünkü feminist teori uluslararası hukuk tarafından yara-
tılmış bir yaklaşımı ifade etmemektedir. Uluslararası hukukta feminist
yaklaşım, feminist teorilerin uluslararası hukuk bakımından ne tür bir
uygulama alanı bulacağı sorusuna aranan cevaptır. Dolayısıyla çok
farklı yönleri bulunmaktadır. Bununla birlikte bu çalışmada feminist
teori uluslararası hukuk kurallarının uygulanmasıyla sınırlı olarak ele
alınmaktadır. Amaç bireyin temel hak ve özgürlüklerine ilişkin oluş-
turulan uluslararası hukuk sisteminin, feminist yaklaşımı sınırlandı-
rıp sınırlandırmadığının yahut bu teorinin uygulanmasında uygun bir
zemin oluşturup oluşturmadığının irdelenmesidir. Bir başka ifadeyle
feminist yaklaşımın, uluslararası hukuk bakımından sınırlarının neler
olduğunun insan hakları hukuku çerçevesinde ortaya konması amaç-
lanmaktadır.
I. İnsan Hakları Hukukunun Gelişimiyle Bireyin Uluslararası
Hukukta Değişen Konumu
Birey, klasik ve modern uluslararası hukuk ayrımı çerçevesinde
farklı bir konumlandırmaya sahip bulunmaktadır. Uluslararası hu-
kuka her dönem için farklı kriterle modern – klasik ayrımı yapılma-
sı mümkündür. Bu çalışmada söz konusu ayrım bireyin uluslararası
toplumdaki konumlandırması dikkate alınarak yapılmaktadır. Klasik
uluslararası hukuk bireyin uluslararası toplumda bir aktör olarak yer
almadığı dönemi ifade etmektedir. Yaklaşık son yetmiş yılda yaşanan
gelişmeler bir kenara bırakıldığında uluslararası hukuk hep klasik ya-
pısıyla uygulanmıştır. Günümüzde halen klasik uluslararası hukukun
etkileri de görülmektedir. Bununla beraber bireyin uluslararası top-
lumda dikkate alınması gereken bir aktör olarak ortaya çıkmasıyla
modern uluslararası hukukun da temelleri atılmaya başlamıştır. Birey,
özellikle Avrupa merkezli insan hakları uygulamaları dikkate alındı-
ğında, modern uluslararası hukuk bakımından artık devlete (ister va-