

367
Sözleşme’nin, kadına yönelik şiddete ve aile içi şiddete son veril-
miş bir Avrupa yaratmak amacıyla düzenlendiği önemle vurgulan-
mıştır. Sözleşme’de kadına karşı şiddetle mücadele için kapsamlı bir
hukuki çerçeve oluşturmak üzere önleme
(prevention)
,
koruma
(protec-
tion),
kovuşturma
(prosecution)
ve mağdur destek mekanizmaları oluş-
turma politikaları
(policy)
konularına yer verilmiştir. Bu konuda ulus-
lararası bağlayıcılığa sahip ilk hukuki belge olan Sözleşme, Avrupa
Konseyi üyeleri dışındaki ülkelerin de imzasına ve onayına açılmıştır.
Sözleşme, medeni haline bakılmaksızın tüm kadınların şiddetten
korunmasını kapsamakta, mağdurların haklarını korumaya yönelik
önlemlerin alınmasında cinsel kimlik, cinsel yönelim de dahil olmak
üzere hiçbir ayrımcılık yapılmamasını öngörmektedir.
Sözleşme’nin tanımlar maddesinde
“kadına yönelik şiddetin”
ister
kamusal ister özel alanda meydana gelsin kadınlara fiziksel, cinsel,
psikolojik ve ekonomik acı ve ıstırap veren veya verebilecek olan cin-
siyete dayalı her türlü eylem veya bu eylemlerle tehdit etme anlamına
geldiği; bir insan hakları ihlali olduğu ve kadınlara yönelik ayrımcılı-
ğın bir biçimi olduğu düzenlenmiştir.
Aile içi şiddetin, mağdur faille aynı haneyi paylaşsa da paylaşma-
sa da, eski ve şimdiki eşler – partnerler arasında meydan gelen her
türlü şiddet olarak kabul edileceğine açıklık getirilmiştir.
Sözleşme’nin 3. maddesinde
“toplumsal cinsiyet”
tanımı yapılmış-
tır.
“Toplumsal cinsiyet: kadınlar ve erkekler için toplum tarafından uygun
görülen ve sosyal olarak inşa edilen roller, davranışlar, eylemler ve nitelikler
anlamına gelir”
denildikten sonra
“kadına yönelik toplumsal cinsiyete da-
yalı şiddetin, kadına kadın olmasından dolayı uygulanan ve kadınları oran-
tısız biçimde etkileyen şiddet anlamına geldiğine”
açık ifadelerle yer veril-
miştir. Ancak, bu tanıma 8 Mart 2012 tarihinde TBMM’de kabul edilen
6284 sayılı
“Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine
Dair Kanun”
da yer verilmemiştir.
Sözleşme’de, şiddetle mücadele için ilgili tüm kurum ve kuruluş-
ların etkili işbirliği yapması, tedbirlerin uygulaması sürecine sivil top-
lumun da dahil edilmesi ve mali kaynakların ve insan kaynaklarının
yeterli düzeyde tahsis edilmesi hükme bağlanmıştır.