Background Image
Previous Page  383 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 383 / 521 Next Page
Page Background

382

1. Mal Rejimi

1. 1. Genel Bilgi

Eşler arasındaki mal rejimlerine ilişkin kurallar 4721 Sayılı Türk

Medeni Kanununun 202-281. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yar-

gıtay kararlarını incelemeden bu maddeleri ve gerekçelerini okuyan

birçok hukukçu; eşler arasındaki mevcut mal rejimi sona erdiğinde mal

rejiminin de zorunlu olarak tasfiye edilip mal varlığının paylaşılacağı-

nı, varsa eşlerin alacaklarının karşılıklı takas edileceğini düşünebilir.

Oysa Yargıtay kararları; bu algılama ve düşünce sonucu hazırlanan

dava ve savunma dilekçelerinin, bilirkişi raporlarının ve bu raporlara

dayanılarak oluşturulan yerel mahkeme kararlarının ülkemizdeki mal

rejimleri uygulaması yönünden doğru olmadığını göstermektedir.

Ülkemizdeki uygulamaya göre; eşler arasında “mevcut mal reji-

mi’’ sona erdiğinde mal rejiminin de tasfiye edilmesi, mal varlığının

paylaşılması zorunlu değildir. Eşlerin (veya boşanan tarafların veya

eşlerin mirasçılarının) mal rejimi ile ilgili usulüne uygun harcı yatırıl-

mak sureti ile açtıkları bir dava veya karşı dava mevcut değilse; aile

mahkemesi bu konudaki talepleri kendiliğinden inceleyemez. . Usulü-

ne uygun açılmış bir davanın bulunması halinde de; davalının birleşen

bir davası veya karşı davası mevcut değilse, onun mal rejimine yönelik

ileri süreceği alacak, takas gibi talepler bir sonuç doğurmaz.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi bir kararında; ”Takasın olabilmesi için

harcı yatırılarak açılmış bir davanın bulunması gerekir”

2

görüşüne yer

vermiştir.

Mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili bir talebin aile mahkemesi tara-

fından incelenebilmesi için; mutlaka bu konuda usulüne uygun harcı

yatırılarak açılmış bir davanın veya karşı davanın bulunması zorun-

ludur. Katkı payı alacağı davası, değer artış payı davası, artık değere

katılma alacağı davası gibi mal rejiminin tasfiyesine yönelik davalar

kural olarak; kişisel hakka dayalı, para alacağına yönelik, nispi harç ve

nispi vekalet ücretine tabi olan davalardır. Hak kaybına uğramamak

için dava dilekçesinde gösterilen değerin harca esas olarak gösterildi-

ğinin belirtilmesi ve fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması doğru olur.

2

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/953E. 2148K. Yargıtay Kararlar Dergisi C:37, Sayı;

1, naklen