Background Image
Previous Page  614 / 617 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 614 / 617 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2015 (120) 

Cengiz OTACI

613

ile belirli bir kanuni düzenlemeyi uygulamaktan kaçınmaktadır. Tekrar etmek

gerekir ki Yargıtay’ın uygulamama şeklindeki tavrı, açıkça direnme hakkına

dayanmasa bile, sonuç olarak bir normun insan hakları içeriğinden yoksun

oluşu nedeniyle kısmen direnmeye örnek gösterilebilir. Yargıtay’ın konuya iliş-

kin kararları şöyledir.

T.C. Anayasası’nın 90. maddesi son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Söz-

leşmesinin 6/3-c maddesi uyarınca, 5271 sayılı CMK’nun 150, 234 ve 239.

maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan Ceza

Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile

Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. Maddesi

gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu müdafii ücretle-

rinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı

bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeksizin, yazılı

şekilde zorunlu müdafii ücretlerinin sanıktan tahsiline karar verilmesi, yasaya

aykırı …

1. CD., 17.03.2014, 933/1598

5320 sayılı Yasanın 13/1.maddesinde, CYY gereğince soruşturma ve

kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen

müdafii ve vekile ücret ödeneceği, bu ücretin yargılama giderlerinden sayı-

lacağı, CYY’nın 324.maddesinde yargılama giderlerinin neleri kapsayacağı

ve aynı Yasanın 325 maddesinde de, bütün yargılama giderlerinin cezaya ya

da güvenlik tedbirine mahkûm edilen sanığa yükleneceğinin düzenlenmiş ol-

masına karşın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesinde, her

sanığın kendi kendini savunmaktan başka, kendisinin seçeceği ya da mali

olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahke-

mece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlan-

ma hakkına da sahip olduğu belirtilmiş ve Anayasanın 90. maddesinin son

fıkrasında usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşme-

lerin yasa gücünde olduğu, anayasaya aykırılıklarının ileri sürülemeyeceği

ve temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası sözleşmelerle yasaların aynı

konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda ulus-

lararası sözleşme hükümlerinin esas alınacağı belirtilmiştir. Anılan maddeye

göre, Hâkim, uyuşmazlıklarda, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ulusal

yasalarla, uluslararası sözleşmelerin çelişmesi durumunda şüphesiz ki ulusla-

rarası sözleşme hükümlerine göre hareket etme durumundadır. Bu açıklama-

lar ışığında; CYY’nın 150/2. maddesi uyarınca, Baroya yazı yazılarak 15-18

yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun savunmasını yapmak üzere