Previous Page  22 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 22 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

İbrahim GÜLER

21

Son olarak, Hükümet başvuranın dava esnasında suçunu ikrar etmiş

olmasının da 6’ncı maddede öngörülen adil yargılanma boyutu incele-

nirken dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

34. Mahkeme, görevinin Sözleşme’nin 19’uncu maddesine göre

Sözleşme’ye Taraf Devletler tarafından taahhüt edilen yükümlülük-

lerin gözlemlenmesini temin etmek olduğunu bir kez daha dikkate

hatırlatır. Özellikle, Sözleşme ile korunan hak ve özgürlüklerin çiğ-

nenebildiği durumlar hariç olmak üzere yerel mahkeme tarafından

yapıldığı iddia edilen maddi veya hukuki hataları gidermek, Mahke-

menin görevleri arasında değildir. 6’ncı madde adil yargılanmayı te-

minat altına alırken, dolayısıyla öncelikle millî hukuk altında yapıla-

cak düzenlemelere tabi bir konu olan delillerin kabul edilebilirliği ile

ilgili herhangi bir kural ihdas etmez (bkz. yukarıda atıfta bulunulan

Schenk davası, s. 29, paragraf 45-46, ve, farklı bir bağlamda daha gün-

cel bir örnek olarak, Teixeira de Castro Portekiz’e karşı 9 Haziran 1998

tarihli hüküm,

Reports

1998-IV, s. 1462, paragraf 34). Prensip olarak,

çeşitli delillerin -örneğin, hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin

kabul edilebilir olup olmadığını veya hatta başvuranın suçlu olup ol-

madığını belirlemek Mahkemenin görevi değildir. Cevaplanması ge-

reken soru, delilin elde edilme şekli de dâhil olmak üzere, adli sürecin

bir bütün olarak adil olup olmadığıdır. Bu ise “hukuka aykırılığın” ve

Sözleşme tarafından tanınan başka bir hakkın ihlâlinin mevcut oldu-

ğu yerde, tespit edilen ihlâlin mahiyetinin incelenmesini gerektirir.

35. Mahkeme, yukarıda atıfta bulunulan Schenk davasında baş-

vuranın, diğer meselelerin yanı sıra P. ile gerçekleştirdiği konuşmanın

İsviçre hukuku ihlâl edilerek kayda alınmasının ve davasında delil

olarak kullanılmasının Sözleşme’nin 6’ncı maddesinin 1’inci parag-

rafını ihlâl ettiğinden bahisle şikâyetçi olduğunu belirtir. Mahkeme,

hükmünde olaya konu kaydın İsviçre hukuku altında hukuka aykırı

olarak elde edildiğini tartışılmadığını ve bunun açıkça İsviçre mah-

kemeleri tarafından kabul edildiğini ifade etmiştir. Mahkeme hukuka

aykırı yollarla elde edilen olaydaki türden bir delilin kabul edilebilir

olmasını prensip ve kavramsal olarak hiçe sayamayacağını (aynı yer-

de, s. 29, paragraf 46), ve sadece başvuranın davasının bir bütün olarak

adil olup olmadığını ortaya çıkarmakla görevli olduğunu kabul etmiş-

tir. Tartışmaya konu edilen kaydın delil olarak kullanılmasının baş-